friedrich tiedemann
anatomi bilgisinden yoksun doktorlar köstebeğe benzerler. belirsizlikler içinde -karanlıkta- çalışan elleri ile birçok mezarlar yaratırlar.
gülten akın
uyutmuşlar bizi anatomi dersinde
guy de chauliac
kendi anatomisini bilmeyen cerrah taş üzerine yazı yontmaya çalışan kör bir adama benzer.
oğuz atay
saffet kulun anatomiden çaktı
sâmi zan
anatomi bilmeyen hekimlerle köstebekler birbirine benzerler, ikisi de arkalarında toprak tümsekler bırakırlar.
erol tümertekin
istanbul-un anatomisi bozuk.
alessandra giliani
ilk kadın anatomist.
giliani’nin kendi anatomik araştırmalarını yürüttüğü, bir cesetten kanı boşaltmak ve onu sertleştirici renkli bir boyayla değiştirmek için bir yöntem geliştirdiği ve muhtemelen koroner-pulmoner dolaşım sistemi anlayışımıza katkıda bulunduğu söyleniyor. çalışmalarına dair tüm kanıtlar ya kayboldu ya da yok edildi.
19 yaşında öldü.
mustafa bin abdullah / kâtip çelebi
astronomi ve anatomi bilmeyenin tanrı anlayışı yetersizdir.
andreas vesalius
galen öküz anatomisi ile bizi kandırdı.
+
anatomist olan vesalius, insan kadavraları üzerindeki gizli çalışmalarında, kemiklerin eksik olmadığını ve bu inancın hurafe olduğunu ortaya koyunca, kutsal kitabı yalanlamış olmak suçundan engizisyon mahkemelerince ölüme mahkum edildi.
+
vesalius, galen’in iki yüzden fazla hatasını bulmuştur.
aziz nesin
plajda bikini, mayo altında gizlenen yerleri görmemiş yavrularımız, yavru kurtlarımız, tosunlarımız burada anatomi bilgilerini artırırlar.
johannes müller
berlin üniversitesinde prestiji yüksek bir anatomi ve fizyoloji profesörüydü. şaşılacak derecede üretici bir bilim adamıydı. geçirdiği bir kriz esnasında intihar etmesinden önce ortalama yedi haftada bir bilimsel bir bildiri hazırlardı.
emine şenlikoğlu özkan
erkekler, fizik ve anatomik yönleri ile bütün canlılarda olduğu gibi üstün ve kuvvetli yaratılmışlardır.
leonardo da vinci
anatomiyi sistematik ve gözlemci bir yöntemle ifade etti ve yazılı bir metinle zenginleştirdi.
rayka kumru
anatominin toplumsal algısı üstüne: bize, kendimizle ilgili söylenen yalanlar
michael servetus
bir taraftan xvı. yüzyıl sonlarına kadar avrupa’da bir dogma halinde yaşayan calinos anatomisine en büyük darbeyi indirirken diğer taraftan da christianismi restitutio adlı eseriyle hıristiyanlıkta devrim isteyince engizisyon mahkemesince ölüme mahkum edildi.
küçük dolaşımın tam tanımını yapan michael servetus kardinal jan calvin’in buyruğuyla 1553 yılında kafir olarak damgalandı, ve ardından diri diri yakıldı.
banu çiftçi
kızlık zarı ne değildir?! dikilebilir mi? anatomik olarak gerçekten bir zar var mı?
gabriele falloppio
kulak anatomisini ilk tanımlayan bilim insanıdır.
ne yazık ki 1562’de 39 yaşındayken ölmüştür.
hüseyin batuhan
aptallığın anatomisi veya inanmanın patolojisi
her gördüğüne, duyduğuna ve okuduğuna inanıveren insan, ne kadar bilgili, hatta zeki olursa olsun, “aptal” dır.
paracelsus
yıldızları ve bitkileri öğrenmek gramer öğrenmekten çok daha kolay.
+
tababet ilim ve tecrübeden ibarettir. ilimsiz hiçbir şey sağlanmaz, tabibin kütüphanesi ise cihandır.
+
onun, geçmişle olan savaşının en somut şekli, öğrencilerin yaktığı geleneksel ateşte herkesin gözü önünde ibn-i sina, hipokrates ve galen gibi otoritelerin kitaplarını yakmasıdır. böylece, orta çağ’da dogmatik hale gelen galen, ibn-i sina gibi, yeni gelişmelerin önündeki engeller olarak gördüğü hekimlerin kimliklerinde, eski tıbba son verdiğini sembolize ediyordu.
+
ölüm tehditleri aldı.
+
onaltıncı ve onyedinci yüzyılda ise eski yunan eserlerinin yanlışlıkları düzeltilmeye başlanmıştır. bu dönemde insan anatomisinin tam yapısı belirlenmiş ve fizyolojiyi araştıracak deneyler başlamıştır. bu dönemin en önemli isimleri paracelsus, vesalius ve harvey’dir.
thomas szasz
kilise’nin yasağına karşın “insan anatomisini incelemeye cüret edenler[in]”, “eczacılık konusunda ilk araştırmaları” yapanların “cadılar” olduğunu; kadınların cadılıkla suçlanmalarının en önemli nedeninin sahip oldukları bu ayrıcalık olduğunu vurgular.
+
60’larda anti psikiyatri akımı ingiltere ve abd kaynaklıdır. dr. thomas szasz “akıl hastalığının miti” isimli kitabında akıl hastalığının bir metafor olduğunu, psikiyatrinin tıbbi bir girişimden çok ahlaki ve politik olduğunu söylemektedir.
herophilus
herophilus’un anatomi konusundaki çalışmaları önemlidir, eserlerinin çoğu kaybolmuş olmasına rağmen başkalarının ondan yaptığı alıntılardan kendisinin yaşadığı dönemin en önemli iki anatomi bilgininden biri olduğu anlaşılmaktadır. yaptığı otopsilerle insan vücudu hakkındaki bilgilerin birçoğunu ilk defa insanlığa kazandıran odur.
+
hippokrates’in benzer tarihlerde ortaya attığı ve insanın sağlığını borçlu olduğu dört unsur dengesi teorisine (kabullenir görünmekle birlikte), bugünkü bilimsel bakış açısına yakın bir düşünce tarzıyla karşı çıktı.
diocles
o’malley, carystos’lu diocles’in hayvan disseksiyonları yanında insan disseksiyonları da yaptığını ve tarihte yazılı bir metinde anatomi terimini kullanan ilk kişi olduğunu yazıyor.
muvaffakuddîn abdüllatîf b. yûsuf b. muhammed el-bağdâdî
çok yönlü bir tabip ve çok dirayetli bir doğa tarihçisi olan abdullaṭif b. yusuf b. muḥammed el-bağdadi kahire’deki ikameti esnasında, 1202 yılında veba salgınından ve kıtlıktan ölen insanların iskeletlerini inceleme fırsatı bulmuş ve bunu değerlendirmişti. binlerce iskelet üzerinde yaptığı anatomik incelemelerinde öncülerinin ve özellikle galen’in hatalarını ve belirsizliklerini ele almış ve bunların üzerine gitmiştir.
+
galenos’un çene anatomisi ve osteolojiye dair yanlışlarını keşfeden abdullatîf el-bağdâdî’nin, bildirimize konu olan bu risâlesinde de yukarda zikredildiği şekilde ibn-i sînâ’nın şeker hastalığı hakkındaki tedâvi metodlarının yanlış olduğunu diğer hekimlerin eserlerine ve kendi gözlemlerine dayanarak çürütmeğe çalışması, selçuklu döneminin bu şayanı dikkat ilim adamının, büyük üstadların ortaya attıkları tedâvi metodlarını tenkid süzgecinden geçirmeden kabul etmeyen, modern bir ilmî görüşe sahip olduğunu gösterirki bu da tıp ve ilim tarihi açısından üzerinde durulması gereken çok önemli bir husustur.
juan valverde de amusco
valverde, rönesans’ın en önemli ispanyol anatomisti olarak da kabul edilir. valverde’nin çalışmaları galen’in zamanından beri deneylerde geleneksel olarak kullanılan maymun ve domuzlara ek olarak köpekler üzerinde yapılan deneyleri de içinde barındırır.
hüseyin hulki
fizyoloji ve hastalık ilimlerinden tek bir harf dahi bilmeyen halkı, işlerine geldiği şekilde yorumlayarak hastalıklı fikirlerini aşılarlar.
+
hekimin de; insan bedeninin coğrafik özellikleri mahiyetindeki anatomi ilmini, onun hayati vazifelerini gösteren fizyoloji ilmini ve bundaki değişme / bozulmaları gösteren hastalık ilmini bilmesi gerektiğini belirtmiştir.
şevket aziz kansu
şevket aziz kansu’nun özellikle altını çizerek vurguladığı “anatomi” ve “fizyoloji” kavramları, insanı kültürel bir varlık sahasından ziyade biyolojik bir varlık –ama gelişmiş bir varlık- sahasına çekmektedir. kansu, kültürel antropolojiyi edebi olarak nitelemektedir.
adnan adıvar
17. yüzyılda türk tabiplerinin modern anatomi ve fizyolojiye ilgi göstermedikleri için mavrokordato’nun görüşlerine değer vermediklerini de vurgular.
ebü’l-hasen alâüddîn alî b. ebi’l-hazm ibnü’n-nefîs el-kareşî ed-dımaşkī / ibn nefis
islâm dünyası’nın en önemli hekimlerinden biri de 13. yüzyılda yaşamış olan ibn nefis’tir.
+
galen’in kan dolaşımına ilişkin görüşlerine itiraz etmiş ve düzeltmiştir.
+
şeriat yasaları bu konuda farklı düşünse de anatomi ve fizyoloji alanındaki güvenilir gözlemleri insan diseksiyonlarında bulunmuştur.
julien offray de la mettrie
insan makinedir.
+
la mettrie ilk olarak kendini anatomi çalışmalarına verdi. iki yıl boyunca teşrih masasında çalıştı.
bir tıp doktoru olan la mettrie ise doğal olayların insanlar üzerindeki fizyolojik, ruhsal etkilerinin incelenmesine kendisini adamıştır.
teologların bağnazca hakaretlerine aldanmayan herkes, la mettrie’de iyi bir insanı ve akıllı bir hekimi yitirmiş olduğuna ağlıyor.
erasistratus
aristo’nun torunu erasistratus büyük bir anatomist ve doktordu. fizyolojinin kurucusu olarak da kabul edilir.
+
….. oğlunun sağlığı ve ülkesinin geleceği için tüm gelenekleri yıkarak genç karısını oğluna verir ve prens tümüyle iyileşir. erasistratus’un bu teşhis ve tedavisi kayıtlara geçen ilk psikosomatik hastalıktır. daha sonra ödip kompleksi olarak da çokça tartışılacaktır. ilk psikiyatrist ve kardiyak ritmolog olarak da tarihe geçmiştir.
paul-michel foucault
biyo-iktidar, anatomo-politika ve biyo-politikadan oluşmaktadır.
+
tıp, bu düzenin işleyişini sağlayan en belirleyici mekanizmadır.
+
foucault’ya göre rönesans’a kadarki ortaçağ tiyatrosunda delinin taşıdığı önem de vurgulanması gereken başka bir husustur. tiyatroda delinin çok ayrıcalıklı bir yeri vardır. tiyatro sahnesinde deli, hakikati önceden söyleyen kişidir, bu hakikati deli olmayan kişilerden daha iyi görendir ve üçüncü bir gözle donanmış kişidir.
+
michel foucault, bedenlerin düzenlenişi konusunda en önemli payın cinselliği dizginlemek ile ilgili olduğunu söyler. din, devlet, tıp gibi alanlar ve hastane, hapishane gibi kurumsallaşmaların beden üzerinde cinselliği sınırlandırarak iktidarlarını kurduklarını öne süren foucault, rasyonel aklın bunun için en önemli araç olduğu iddiasındadır.
bartolomeo eustachi
ilk diş anatomistidir. östaki borusunu, göz sinirini boğaz ve sırt kaslarını tanımlamıştır. yazdığı kitapta diş histolojisinden, morfolojisinden ve anatomisinden söz etmiş, dişlerin oluşumu ve ve pulpaları hakkında bilgiler vermiştir.
cesare lombroso
ağır şiddet içeren suçlar işlemiş kişilerde anatomik bozukluklar arama düşüncesi çok yeni değil. 19. yüzyıl italyan kriminologu cesare lombroso, katillerde ortak ve kalıtsal özellikler arayan ilk kişi.
+
modern zamanlarda kriminolojinin babası kimdir diye sorarsak cevabımız tereddütsüz yine bir italyan cesare lombroso olacaktır. her ne kadar yukarıda da belirtildiği gibi kriminoloji terimini kitabının başlığında kullanan kişi garofalo olsa da suç olgusunu bilimsel yöntemle ilk inceleyen garofalo’nun hocası lombroso’dur.
+
lombroso’ya göre suç, organizma koşullarının bir ürünüdür.
+
lombroso’ya göre ceza, suçu meydana getirmek hususunda birleşen fiil ve tabiî kuvvetleri yok edemez. bu nedenle ceza yerine iyi bir sağlığı koruma, hijyen, suçları önlemekte daha etkili olur. devlet suçla, bir kefaret, manevi ödetme amacı ile değil ve fakat sosyal savunmayı sağlamak için savaşmalıdır.
+
lombroso “suç işlemenin sebepleri” çalışmasında ise ateistlerin sayıca fazla olduğu yerlerde suçluların az olduğunu iddia etmiştir.
müfide kadri
müfide kadri, kendisi gibi ressam olan yeğeni güzin duran’ın portresini yedi yaş civarındayken resimlemiştir.
sanatçı, “güzin duran’ın portresi” eserinde olgun anatomi mükemmelliği, yüzün derinliklerinden yanaklara sızan bir ışık, duygusallığa kaçmayan, soylu bir saflığı, sadeliği ve güzelliği yansıtmıştır.
+
genç sanatçının vereme yakalandığı, boyanın verem hastalığı üzerindeki olumsuz etkilerine aldırmadan resim yaptığı rivayet edilir. müfide kadri, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak 1912 yılında istanbul’da öldü.
medardo rosso
+
desen ve anatomi konusunda bilgisini arttırmak için brera güzel sanatlar akademisine başvurur. sadece anatomi ve desen derslerine katılmak üzere kabul edilmiştir. ancak aradığını bulamamıştır, çünkü okulda çeşitli sebeplerle okuldaki anatomi derslerinin süresi ve canlı model, kadavra olanakları kısıtlanmıştır. bunun iyileştirmesi için yazılmış dilekçenin imzaya açılması sürecinde iki kavgaya karışmış ve okul yönetiminin kararıyla okuldan atılmıştır.
beşir fuad
gözyaşından bahsetmek için fizyoloji bilmek gerektiğini söyler.
beşir fuad’ın intiharından sonra şiir tartışmaları neredeyse son bulmuştur.
türkiye’de intiharın bir salgın haline gelmesi ilk türk pozitivist olarak bilinen beşir fuat’ın intiharı ile başlamıştır.
bernhardus varenius
coğrafya çifttir.
+
varenius genel bir kabul olarak modern coğrafyanın temellerini atan bilim adamı olarak değerlendirilmektedir.
elizabeth blackwell
kadınların hekimlik mesleğine girmesinde en önemli adımı, amerika’da elizabeth blackwell (1821-1910) attı.
anatomi dersleri başladığında blackwell’den erkek üreme organlarının anlatıldığı derse girmemesi istendi. bu isteği reddeden blackwell, 23 ocak 1849 günü ‘tıp doktoru’ diplomasını aldığında dünyanın ilk kadın hekimiydi.
aetius
akılda tutulması gereken şey, bedenin kusursuz yapısının ne olduğudur.
titus lucretius carus
44 yaşında intihar ederek yaşamına son vermiştir.
lucretius’a göre bir şeyin tanrılarla bağının olabilmesi için veya tanrılar adına yapılmış olması için kusursuz olması gerekiyordu. fakat evrenin kusurlarını gördüğünden dolayı, dünyanın kusursuz tanrılar için yaratılmadığını ifade eder.
nicolaus copernicus
katolik kilise’si de copernicus’un kendisini olmasa da doktrinini mahkum etmişti. doktrini inceleyen kilise, “felsefi bir aptallık ve saçma olduğunu, kutsal kitap ile açıkça çeliştiğinden bütünüyle dine aykırı” olduğunu ilan etti.
charles ambroise bernard
dr. charles ambroise bernard: türkiyede adli otopsinin başlangıcı
prag’da 1808 yılında doğan bernard 1844 yılının sonlarında henüz 36 yaşında iken vefat etmiştir.
robert s. mendelsohn
doktorlar, anlambilimsel üstünlüklerini, size kendinizi aptal gibi hissettirmek için kullanırlar.
ivan illich
illich’e göre modern tıp, hem fiziksel hem de sosyal yönden zararlıdır, çünkü tıp üzerinde profesyonel kontrol vardır, politik koşullar sağlığın kötü olmasına neden olur ve insanların kendi sağlıklarını kontrol edebilmeleri ellerinden alınmaktadır. kısaca illich’e göre tıp, kar amacı güden ve hastalık üreten bir kurumdur.
+
illich okulu, derslere devam gerektiren ve öğretmene odaklanmış, programlanmış bir içeriğin sunulduğu kamusal bir dayatma mekânı olarak tanımlamaktadır.
okula, illich’in baktığı perspektiften yaklaşıldığında, okul yok edilmesi gereken bir kurumdur.
frederick matthias alexander
birçok insan için gevşeme, bir çeşit kendini bırakma, çökme ya da oradan oraya bir çırpınmadır ki çoğu zaman gevşek kasların biçiminin bozulmasına, çarpıtılmasına ve bu nedenle çeşitli bölge ve eklemlere zarar verilmesine yol açar.
+
1869 yılında avusturalya’da dünyaya gelen frederick matthias alexander, oyunculuk kariyerine devam ederken sesiyle ilgili problemler yaşamaya başlamıştır. başvurduğu doktorlar kendisine ses tellerinde iltihaplanma olabileceğini ve bu nedenle ameliyat olması gerektiğini söylemiştir. ses telleriyle ilgili yaşadığı problemin, benzer olay ve hisler tarafından tetiklendiğini fark eden alexander, problemin özünün sadece fizyolojik olamayacağı kanısına vararak kendisini incelemeye koyulmuştur. sahneye çıktığında kısıldığı halde, dinlendiği zaman normale dönen sesinin, sadece ses mekanizmasını yanlış kullanmaktan dolayı değil, bütün vücudun kullanımından, özellikle de boynundaki kasılmalardan kaynaklı kısıldığını görmüştür.
claude michel steiner
psikiyatri bir politik aktivitedir.
david graham cooper
tüm hezeyanlar politik bildiriler ve tüm deliller siyasi muhaliflerdir.
ahmet râsim küçükusta
“vahşi tıp” ve “sağlıksız gıda endüstrisi” ortak çıkarlar doğrultusunda adeta sırt sırta vermiş, “müşteri” bekliyor!
david émile durkheim
kadının cinsel gereksinimleri o kadar zihinsel nitelikte değildir, çünkü kadının zihinsel yaşamı genel olarak daha az gelişmiştir.
+
durkheim, suçun bir hastalık olmadığını, suçun işlenmediği bir toplum düşünülemeyeceğini, hiç suç işlenmeyen bir toplumun hastalıklı olduğunu ileri sürmüş, tarde tarafından şiddetle eleştirilmiştir.
hâce nizâmüddîn necmüddîn ubeydullâh-ı zâkânî kazvînî / ubeyd-i zâkânî
tabib: cellât, şeyh: iblis, falcı: yalancı.
ebû bekr muhammed b. zekeriyyâ er-râzî
hekim içtenlikle tanrı’ya bağlı kalmalı; sadece güzel ve çekici kadınları tedavi ederken, sadece bakması gereken yerlere bakmalı ve kesinlikle başka yerlere bakmaktan kaçınmalıdır.
+
er-râzî ayrıca doktorların kadınları tedavi ederken daha dikkatli olmalarını önermektedir.
+
et-tıbbu’r-rûhânî isimli eserinde şarabın zihni yorgunluk ve sıkıntıyı giderdiğini ve insana neşe kattığını ifade etmektedir.
+
diş ağrısında genellikle afyon ve alkolü önererek diş ağrısında gerçek analjezik etkili ilaçları ilk olarak o kullanmıştır.
+
er-râzî, prenslerin, soyluların ve kadınların iyiliğini önemseyen doktorlar için epey üzülmüştü.
nesrin astam yıldız
bilim insanlarının da dürüstü dürüst olmayanı, objektifi ve subjektif olanı , iyimseri ve kötümseri var.. bu gerçek değişmedi değişmeyecek.
+
doğada zararlı etkileri muhtemel olan her girişim için , topraktaki karıncanın bile fikrini almak gerekir.
ebû abdirrahmân abdullāh b. ömer b. el-hattâb el-kureşî el-adevî / ibn ömer
resulullah devrinde yürürken yiyorduk ve ayaktayken içiyorduk.
mine söğüt
yerçekimsiz bir başka evrende kendilerine özgü bir ruh haliyle çöp avlıyorlar.
françois marie charles fourier
savcı hemşerilerini yargılamayı, doktor insanların hasta olmasını, mimar evlerin yanmasını, camcı bütün camların kırılmasını arzular.
+
doktorlarımız, ruh hastalıkları tedavisinde, duvarları pişmiş elmalarla delmeye çalışan muhasaracılara benziyorlar.
+
fourier, fabrikaların insanın beden ve ruh sağlığına zararlı olacak biçimde inşa edilişi, kentlerin sokaklarının pisliği, hijyenden uzaklığı ve hava almayacak biçimde iç içe geçmesini her zaman eleştirmiş, evlerin havadar tarzda, doğayla bütünleşecek ve geleneksel aile tarzında değil de ortaklaşa yaşama izin verecek ölçekte (falanster olarak) inşa edilmesini istemiştir.
frantz omar fanon
frantz fanon 1953 yılında blida-joinville’deki bir psikiyatri kliniğinin başhekimi olur ve “sosyo terapi”, “kurumsal psikoterapi” alanlarındaki modern yöntemleri cezayirli müslüman hastalara uygular.
ardından, hastalarıyla birlikte cezayir kültürünün geleneksel mit ve rimellerini araştırmaya girişir. cezayir psikiyatri ortamındaki “anti-psikiyatrik” ve “somürgesizleştirici” çabaları nedeniyle düşman kazanır.
paul lowinger
dr. paul lowinger’e göre (kendisi radikal partinin kurucularındandır) psikiyatride radikallerin tarihi, 1960’larda tıptaki solun hikayesidir.
yuval noah harari
insanlık târihin %99’unu sessizlik içerisinde geçirmiştir.
yıldız tilbe
dünya sağlık örgütü yıkılcakmış öyle diyolar.
pınar doğu
insanlar bilinçaltında o kadar bağnaz ki.
gilles louis rené deleuze
solcu olmak; önce dünyayı, ülkesini ve yakınlarını sonra da kendini düşünmektir. sağcı olmak ise bunun tam tersidir.
gülümser heper
ne yazık ki devrimin önünde koca bir engelimiz var! insanlık!
caitlin thomas
sicilyalılar ve gal halkı dâhil tüm usta yalancılar arasında, tilki gibi kurnaz avukatlar hiç kuşkusuz yalanın en fevkalade yandaşlarıdır.
gül temel
modern tıp, ilaç şirketlerine göbekten bağlıdır. ilaç şirketlerin kârını artırmak için düzmece salgınların var edilmesi, ilaçlar – aşılarla insan sağlığının ifsad edilmesi bu bağlılığın bir gereğidir.
buket uzuner
biz insanlar çelişki dolu tuhaf yaratıklarız.
yeşim ceren bozoğlu
dünya kadın cinselliği üzerinden dönüyor.
“eve dönüş” adlı işkenceyi tartışan ikinci filmdi. 12 eylül ile ilgiliydi. üstüm çıplaktı, göğüslerim ortadaydı. bütün set bütün, çaycı ramazan ağabey dâhil gördü.
rainer maria rilke
tüm yaratıklar arasında insan en riskli olandır.
fatma yavuz
ben lgbt haklarını allah rızası için savunuyorum.
yavuz dizdar
bilim dogmanın sorgulanması üzerine kuruludur. oysa varlığını her zaman sürdüren dogma, “işte yeni bilim budur” diye öne sürülen ve coşkuyla karşılanan yeni algıyı kısa sürede ele geçirir.
joseph hilaire pierre rené belloc
istatistik laneti insanlığın üzerine çökmeden önce, keyif içinde mutlu, masum bir hayat sürüyorduk ve oldukça iyi düşüncelerle doluyduk.
alexander chapman ferguson
istatistik mini eteğe benzer; çok şey gösterir ama asıl görünmesi gerekeni asla göstermez.
ioseb besarionis dze jughashvili / joseph vissarionovich stalin
bir insanın ölümü trajiktir, on insanın ölümü dramatiktir, bir milyon insanın ölümü ise sadece bir istatistiktir.
benjamin disraeli
üç çeşit yalan vardır; basit yalan, kuyruklu yalan ve istatistik.
percy shelley
“cehennem londra’ya çok benzer/kalabalık ve dumanlı bir şehir” diyerek yine londra’daki hava kirliliğine dikkat çekmiştir.
alexis carrel
kadınlar; doktor, avukat ya da öğretmen olmak için değil, kendi çocuklarını üstün nitelikli insanlar haline getirmek için yüksek eğitim görmelidirler.
devlet bahçeli
meczubun biri çıkıp kadınlara kocalarından dayak yedikleri için şükretmeleri gerektiğini söyleyebiliyor. bunu diyanet adına yapabiliyor. ne ara bu kadar sapık türedi.
saîd bin mirza / saîd nursî
merak, ilmin hocasıdır. ihtiyaç, medeniyetin üstadıdır. sıkıntı, sefahetin muallimidir.
byung-chul han
disipline edici rejim deleuze’a göre ‘beden’ gibi organize olmuştur. biyopolitik bir rejimdir. neoliberal rejimse ‘ruh’ gibi davranır. hükümet biçimi psikopolitikadır.
albert camus
hayata gelinmiştir ve yaşanmalıdır.
bejan matur
göğüsleri pörsüyen kadınlar
ellerinin korkunç inceliğiyle
tutacakları odunların sertliğini düşünmekte
ve susmaktalar
süleyman hilmi tunahan
bir mü’minin yaşayışının sıkıntılı olması, âhiretinin sıkıntısız geçeceğine alâmettir.
roger bacon
tabiata dön.
+
matematik bilgisi olmadan bu dünyayı anlamak mümkün değildir.
sandor farkaş / nigâr
hep boşluk içindeyim. şimdi, yatağımın yan duvarındaki halıya bakıp düşünüyorum. evet, varlığımın sebebi nedir? ne için yaşamalıyım?
samuel barclay beckett
güneş, başka seçeneği olmadığı için, bildiğimiz eski şeylerin üzerinde pırıldıyordu.
hepimiz deli doğarız, bazılarımız öyle kalır.
dünyadasın. bunun tedavisi yok.
walter benedix schönflies benjamin
şiddet, bir araç olarak ya hukuk yapıcı ya da hukuk koruyucudur.
hüseyin cemil meriç
izmler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir.
haydar / pir sultan abdal
rızasız lokma zehirdir.
marguerite germaine marie donnadieu / marguerite duras
yazmak, aynı zamanda susmak, söylememek, sesini kesmek demektir, gürültüsüz haykırmaktır.
charles-édouard jeanneret
içinde yaşadığımız makina tüberkülozla dolu eski bir kulübedir.
çiğdem toker
gazetecilik suç değildir demek dahi benim çok zoruma gidiyor.
pavlus
bütün iktidarlar tanrıdan gelir.
+
bir kadın başını örtmüyorsa, saçını kestirsin. ama saçlarını kısa kestirmek veya kazıtmak bir kadın için aynı şekilde utanç vericidir. kadın saçı uzun kalmak kaydıyla başını örtmelidir.
+
pavlus epilepsi tedavisinde tavşan beyninin pişirilip lapa halinde verilmesini önerir.
paul michel audiard
pancarın fiyatını belirleyen; ama turp yetiştirmeyi bilmeyen kurnazlar tarafından yönetiliyoruz.
sabahattin ali
dedikoducu, düşüncesiz insanlar.
herakleitos
evren bir oyuncaktan ibarettir.
+
herakleitos, hayatta var olan zıtlıklar arasında bir oyun olmadığı takdirde dünyanın sonunun geleceğini savunmaktadır. çünkü oyun, bir kaçış olarak görülebileceği gibi aynı zamanda bir düzenin de temelidir.
victor marie hugo
tanrım! hapishane, ne kadar utanç verici bir şey! her şeyi kirleten bir zehir var orada.
anthony synnott
anthony synnott, “saçın sosyolojisi” makalesinde saçın bir grup veya bireyin en güçlü sembollerinden biri olduğunu söyler. saç sembolü bu gücünü ilk olarak fiziksel ve dolayısıyla kişisel oluşundan alır. ikinci olarak ise saç, kişisel olmasına rağmen, dışarıdan ilk bakışta fark edildiği için kişiye özel olmaktan çok kamusaldır. dahası saç, empoze edilmiş veya verili bir sembol değil, ihtiyari, yani kendiliğinden beliren bir semboldür.
donna jeanne haraway
benim için billur gibi berrak olan, bedenin en derin anlamda bir birikim stratejisi olduğudur.
enrico ferri
ferri de aynen lombroso gibi çelişkiler içinde kalmış ve insanlığın suçla mücadele için henüz cezadan daha iyi bir araç düşünemediği ve icat edemediğini anlamışlardır.
+
suçluların morfolojik özellikleri şunlardır: uzun boyun, ince dudaklar, düşük omuzlar, kızıl saçlar koyu kahverengi, dar çene, küçük gözler, gözler mavi- gri, nadiren siyah veya mavi yassı bir yüz, çoğunlukla dar alın, zayıf ve ince yanaklar, kepçe kulaklar.
berivan sekmen
hayal gücümü çaldı hukuk.
jules michelet
siyaset, birbirlerinden koruma bahanesiyle zenginlerden para; yoksullardan ise oy alma sanatıdır.
tevfik kolaylı / neyzen tevfik
kapladı her yanımı sancı, elem, ağrı, bere,
bir mezar oldu cihan, sanki etibba haşere!
+
tevfik kolaylı son dönemlerinde bakırköy akıl hastanesi’nde kendine ayrılan 21. koğuşta kalmıştır.
dumas davy de la pailleterie / alexandre dumas
hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.
nezihe muhiddin
ben ise henüz kadının hususi vasıflarını tekâmül ettirmesinin her yerde, her işte kadının erkekle omuz ölçmek sırasının henüz gelmediğini, fakat içtimai ihtiyaçların belirlediği yerlerde hiç düşünmeden en yeni fikirlerin hemen fiil haline getirilmesini temenni edenlerdendim.
+
nezihe muhiddin 10 şubat 1958 günü istanbul’da bir akıl hastanesinde tek başına hayata veda etmiştir.
maximilian karl emil weber / max weber
devlet, belli bir toprak parçası üstündeki fiziksel şiddetin meşru kullanım tekelini başarıyla talep eden insanların topluluğudur.
fahrettin kerim gökay
rakının her kadehi, hayatımızı bir saat kısaltır.
alfred de vigny
şiir, bir akıl hastalığıdır.
henry havelock ellis
kadının para için evlenmesi, fahişeye kıyasla gerçek ahlaksızlıktır.
+
çağdaş dünyanın bütün sorunları dinin kaynağı; kudüs’te bir akıl hastanesi bulunmamış olmasıdır!
lev nikolayeviç tolstoy
bütün insanlar akıl hastasıdır.
samantha young
kendimi tam bir şapşal gibi hissediyordum.
sigismund schlomo freud / sigmund freud
cinsel eğilimlerin temeli hazdır. insan sevince aptallaşır. aşk yoktur, libido vardır.
mehmet âkif aydın
ehliyet ârızaları esas itibariyle akıl hastalığı (cünûn), bunama (ateh), uyku, baygınlık, ölümle sonuçlanan hastalık (maraz-ı mevt), sarhoşluk, sefeh, borçluluk, iflâs ve kölelikten ibarettir.
abdullah öcalan
kürt halkı akılsızdır, menfaatine düşkündür, güce tapar.
carl gustav jung
hayvan sürüleri kalabalıklaştıkça akıllanır; insanlar, kalabalıklaştıkça aptallaşır.
iskender evrenesoğlu
insanlar doğuştan itibaren küfürdedirler. allah’a ulaşmayı dileyene kadar bütün insanlar kâfirdir.
susan sontag
biz istila altında değiliz. beden bir muharebe alanı değildir. hastalar, ne kaçınılmaz kayıplar ne düşman. biz – tıp, toplum- önüne çıkan her sorunla her vasıtayla savaşmaya yetkili değiliz.
+
kanseri, yalnızca biyolojik-temelli bir hastalık olmanın ötesinde, modern toplumun metaforu olarak ele alan en dikkat çekici düşünür susan sontag’tir.
+
sontag verem ve kanser gibi hastalıkların batı söyleminde ölümle özdeşleştirilmelerinin bu hastalıklara yönelik bilimin bilgisizliğinden ve çaresizliğinden kaynaklandığını savunur.
emmanuel levinas
ölüm bozulmadır.
+
her ölüm cinayettir, vakitsizdir.
anjelika rosenbaum / anjelika akbar
konforlu bir şekilde yemek yemek, konforlu bir şekilde uyumak olmuyorsa, bu bana göre değil. doğayı çok severim, ama diğer teferruatlar ile karıştırmayı sevmem; gezerim, doğa ile o anda iç içe olurum; ama doğada olmayı yemek yemek ile birleştirmeyi, yada orada uyumayı sevmem.
george herbert
çıplak ayaklı olmak, ayaksız olmaktan çok daha iyidir.
+
savaş hırsızlar yaratır, barış da o hırsızları asar.
gülsüm kav
biz bu şehirlerin en işlek caddelerinde tecavüze uğrayanlarız.
nur sümeyra
ne güzelsin ey bilmemek!
philippe patrick starck
mutluluğu aramak ahmakça.
emma goldman
oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı.
+
kilise ya da toplum öyle kabul etsin etmesin, aşkla kutsanmamış, doğal olmayan bütün birliktelikler fuhuştur.
jean-baptiste poquelin / molière
her şey yalan dolanla, çıkarcılıkla yürüyor.
recep tayyip erdoğan
bizim için mekke meş’ar, medine şiar, kudüs şuur, istanbul şiirdir.
albert einstein
iki şey sonsuzdur; insanoğlunun aptallığı ve evren.
+
delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir, delilik var olmuş bir zekanın yok oluşudur. aptallık ise var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir.
karl jaspers
bir varlık karşısında duyulan şaşkınlık insanı bilgi edinmeye itti. ben bu şaşıp kalma ile bilinmeyenin bilincine vardım.
norman cousins
modern tıp, putperesttir.
ebû ishâk ibrâhîm b. muhammed el-mehdî-billâh b. abdillâh el-mansûr
edebiyatın ciddisi de şakası da ciddidir.
martin heidegger
heidegger’e göre insanlar genelde varolanın bütününden ve de varlıktan tümüyle habersiz şekilde varolanı tüm bağlantılarından izole ederek hesaplanabilir ve denetlenebilir olanda oyalanmaya meyleder.
helena petrovna blavatsky
bilge olanlar duyuların zevk bahçelerinde oyalanmazlar.
moshé pinchas feldenkrais
fizyoloji ve psikoloji üzerine çok fazla okudum. şaşkınlıkla hareket etmek için bedenin bütün olarak kullanımı konusunda büyük bir cehalet, batıl inanç ve katışıksız bir aptallık olduğunu gördüm. “nasıl” işlediğimiz konusuyla ilgilenen tek bir kitap bile yoktu.
theodor ludwig wiesengrund-adorno
+
adorno’ya göre müzik hem sosyal olarak kontrol altındadır hem de sosyal kontrol aracıdır. standartlaşmış müzik tipleri, bireyleri pasif ve sessiz dinleyicilere çevirir. sosyal kontrol, müziğin bireyleri pasifleştirmesiyle sağlanır.
+
adorno’nun bakış açısına göre, popüler müzikten alınan haz yapay ve sahtedir. bu yüzden dinleyici için de onun deyimiyle “ritmik olarak itaatkâr” denilebilir. dinleyici, şarkının standartlaştırılmış ritmini takip ederek ve onun tarafından boyun eğdirilerek veya koşullandırılarak “ritmin kölesi” olmuştur.
+
nüfusun büyük çoğunluğu edilgen durumdadır ve onları istediklerini düşündükleri ürünlerle beslemekte olan kültür endüstrisi tarafından manipüle edildiklerinden sahte bir mutluluk içindedirler.
franz kafka
kafka’ya göre hayat, özellikle de yaşadığı kapitalist düzen insanı sadece sahte mutluluklarla oyalamaktadır.
andrey arsenyeviç tarkovski
dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır.
ebû hafs şihâbüddîn ömer b. muhammed b. abdillâh b. ammûye el-kureşî el-bekrî es-sühreverdî
yalnızlık, kötü arkadaştan hayırlıdır.
terence francis eagleton / terry eagleton
herşey göz önündedir, hiçbir şey gizli değildir.
paul felix lazarsfeld
radyo’nun etkisi dinleyicinin uysal bir satın alıcıya ya da uysal siyasi seçmene dönüşmesidir.
adalet ağaoğlu
telefon hiç çalmayabilir. aydın hiç bulunmayabilir. belki o da bir yerlerde ölüm dirim kavgasındadır artık. ölüm hiç gelmeyebilir. ölümle daha uzun savaşmak gerekebilir.
+
adalet ağaoğlu’nun hayır… romanı başkaldırı ve intihar sorunsalı çevresinde kurulmuştur. yaşadığımız çağı aydın intiharları izleğinden çıkarak sorgulayan bu nitelikli romanın karmaşık bir kurgusu olduğu söylenebilir.
françois marie arouet / voltaire
söz konusu para olduğunda herkes aynı dine inanır.
+
voltaire aptal insanların, ‘doktorum teyzemi kurtardı. onu normal ömründen on yol fazla yaşatmayı başardı’ sözlerini de eleştirir. voltaire’e göre, doktor bu insanı kurtarmamıştır.
zehra çelenk
hayvana şiddet, kendinden güçsüz durumda olana şiddettir. bir hayvanı katleden, uygun gördüğü durumda herkesi katledebilir. bu bağlantıyı kuramayan bomboş üstünlük hissi, o korkunç imtiyaz düşüncesi insanın sonunu getirecek bir gün.
isabelle fortier / nelly arcan
başka ne öğrenmek isterdiniz, derslere yeteneği olan tamamen normal bir çocuk olduğumu mu, yetişip büyüdüğüm bu ateşli katoliklerin köyünde şizofrenlerin şeytan çıkarma yöntemiyle tedavi edilmek üzere papazlara gönderildiğini mi
+
ilkokulumdaki rahibelerin tarikatlarına hizmet etmek için yaptıkları gibi kendini feda edebileceğini kanıtlamak için fahişe olduğumu mu?
mary flannery o’connor
bir roman yazmak, saçların sıklıkla döküldüğü ve dişlerin çürüdüğü korkunç bir deneyimdir.
+
o’connor, hastalığının bir komplikasyonu sonucu otuz dokuz yaşında ölür. o’connor’ın kısa hayatında hastanelerin, doktorların ve ilaçların önemli bir rol oynadığı mektuplarında açıkça görülür.
denis diderot
kadınların kaderinde sadece bizim zevkimiz için yaratılmış olmak vardır.
+
savaş; erkeklerin sapkınlığının bir meyvesi, siyasal yapının sarsıcı ve şiddetli bir hastalığıdır.
alparslan kuytul
bu millet her şeye susuyor.
michel eyquem de montaigne
“hukukun itibarını sürdürmesi otoritesinin mistik temeline”; kendisini gerçekliğe, temsillerine, ‘olan’a indirgenemez bir düzen olarak sunmasına bağlıdır.
sami süleyman gündoğdu demirel
binaenaleyh türkiye’nin altı çürüktür, türkiye’nin altı çürüktür diye bırakıp gidecek değiliz, bununla yaşamasını öğreneceğiz.
şule gürbüz
bilmeden yaşamak ne zormuş.
jean de thévenot
hekimlerin servet yapma ihtimali yoktur, çünkü türkler pek hasta olmuyorlar.
tezer özlü
bedenime bakıyorum. her yanım çürük içinde.
+
özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. ölmek istedim, dirilttiniz. yazı yazmak istedim, aç kalırsın dediniz. aç kalmayı denedim, serum verdiniz. delirdim, kafama elektrik verdiniz.
marquis de sade
ey kanun koyucular, suçların sayısını azaltmak istiyorsanız, omuzlara daha az namus lekesi, daha az damga basmalısınız!
ulrike marie meinhof
bir taş atılırsa, bu cezalandırılması gereken bir davranıştır; bin taş birden atılırsa bu politik bir eylemdir.
+
erkek psikiyatri bölümüne nakledilen ulrike burada da pencereleri kapatılmış beyaz bir hücrededir ama insan sesi de dâhil farklı sesler duyar.
reis sedat peker
insanların özgürce konuşamadığı, neredeyse türk olmanın suç sayılacağı bir atmosferde tabii ki cezaevinde olmayı kendime bir şeref kabul ederim.
didem madak
insan unutandır ve insan unutulmaya mahkûm olandır.
gottfried wilhelm leibniz
tanrı, ahlâki kötülükten sorumlu değildir.
derman iskender över / küçük iskender
ölen kişilerin arkasından veya toplumsal çıkışları takiben şiir yazmak tedirgin ediyor beni; yazanlara bir şey diyemem ama ben sanki pastadan pay alıyormuşum gibi hissediyorum.
richard gary brautigan
yoksul ölülerin havalı mezartaşları yoktu. onların mezartaşları ekmeği anımsatan küçük tahtalardı…
alexis charles henri clérel, comte de tocqueville
millet iradesi, her çağın kurnaz ve despot (politikacıları) tarafından en çok istismar edilen ifadelerden biridir.
yaşar nuri öztürk
bugünkü dünyayı şeytan yönetiyor.
mine özdemirtaş
ben’i yakaladım suç üstü
ernest andré gellner
ulusları, milliyetçi söylemler yaratır.
peter stephen paul brook
peygamberler vardır, rehberler vardır ve teorileri olan tartışmacı insanlar vardır ve insan onları birbirinden ayırmaya dikkat etmelidir.
desiderius erasmus
deliliğin neden olduğu her şey için kader suçlanıyor.
+
okumuş adamlarımız arasında özellikle avukatlar kendilerini başköşeye yerleştirir, bunlar kadar kendini beğenmişi yoktur.
friedrich wilhelm nietzsche
karışma insanların arasına, ormanda kal!
seçil büker
fahişeler genelevde: baraj ile 14 numara
aslı zengin
suskunluğun siyaseti: hayat kadınlarına ve fuhşa dair sessizliğin feminist bir analizi
rabia sağlam
hukukî şiddet
marina ann hantzis / sasha grey
insanların doğal afetlerden bu kadar etkilenmesini kaba buluyorum ve doğal afet yüzünden başka seçenekleri olmadığı için yağma yapan gençlerin görüntülerine izin veriyoruz.
yeşim özbirinci
islam sanatı ve mimarisi neden bu kadar psychedelic?
çağla yüksel
gerçeği duymaya hazır mısınız? – bihin edige & çağla yüksel
izzet güllü
otizm aldatmacası
bülent sevinç
işkence ve eziyet suçları: yeni işkence merkezleri; yüksek güvenlikli psikiyatri koğuşları
sevan nişanyan
dil yeteneğinin genetik altyapısı
mehmet bekaroğlu
statükonun bir aracı olarak psikoloji ve psikiyatri
michael frederick hauben
sen bir netizensin (bir net yurttaş) ve internetin sana mümkün kıldığı küresel bağlantılılık sayesinde bir dünya vatandaşısın. herkesle hemşerisin.
müjdegül zayıfoğlu karaca
himen ne bildiğinizi sanıyorsunuz, onu kızlık zarı sanıyorsunuz.
pelin batu
karanlıktan aydınlığa: rönesans dönemi | pelin batu ile bunu bilin istedim
üstün öngel
bir hastalık icat ediliyor
gerda hedwig kronstein / gerda hedwig lerner
gerda lerner’a göre, kadın bedeninin ve cinselliğinin metalaşması, özel mülkiyetin temelinde yer alır.
jean-paul sartre
savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür.
catherine baker
onlar için tek bir yaşam biçimi var: disiplinli yaşam; insanlara susmayı öğretmek için okullar, itaati öğretmek için kışlalar, ölmeyi öğretmek için hapishaneler açılmalı.
ayşegül çoruhlu
bu dünyaya dalmamız lazım.
herbert marcuse
hoşgörü, bugün yine kökenlerinde olduğu haliyle, modern dönemin başlangıcındaki haliyle partizan bir amaç, yıkıcı bir özgürleştirici düşünce ve pratik [olarak]- ortaya çıkmıştır.
+
marcuse, tarihi olaylarda ne yönde bir hoşgörü uygulandığını açıklamaya girişmektedir. tarihin her şekilde hoşgörüsüzlük tarihi olduğunu, erk sahiplerinin kâfirlik suçlamasıyla farklı sesleri susturduğunu belirtmektedir.
epiktetos
şayet bir insan, aklın buyurduğu bir çizgide yaşayamıyorsa ölmelidir.
henri lefebvre
kenti, sürekli parçalanan yapısıyla değerlendiren lefebvre; kent toplumunun da ‘şehrin harabeleri üzerinde inşa olduğunu’ belirtir.
+
lefebvre’ye göre kapitalist piyasa ve devlet, günlük hayatın somut mekânı karşısında, bu mekâna düşman soyut mekânlar üretmektedir. …insanların kendi ürettikleri yaşam mekânlarına ve sokaklara karşılık kapitalizm ve devlet taşıt araçları tarafından işgal edilen otoyolları inşa etmekte, insanların yaya olarak kullandığı yolları ele geçirmekte ve kent mekânını sömürgeleştirmektedir. lefebvre göre bu süreçte kentin en büyük düşmanı devletin elinde kent planlamasıdır.
+
otomobil: lefebvre, otomobili bürokratik yönlendirilmiş tüketim toplumu içerisinde, alt sistem olarak ele almıştır. otomobil bu toplumda üstün bir nesne olarak birçok davranışı düzenlemektedir. trafik, yollar, köprüler, park yerleri otomobil merkezli düzenlemelerdir. ayrıca gündelik hayatın sıkıcılığı içerisinde otomobil; kazasıyla, ölümüyle, yaralısıyla risklerle dolu bir macera, bir zevk, bir oyundur. hızıyla, büyüklüğüyle, gücü ya da fiyatıyla toplumda hiyerarşi sağlayan otomobil, gündelik hayatı ele geçirmiştir. gündelik hayatın efendisinin yardım ve yataklığını yapar.
+
lefebvre terörist toplumla şiddetin ve kan dökmenin hakim olduğu terörü kastetmez. şiddetin ve kan dökmenin hakim olduğu toplum terörist değil terörize olmuştur. terörist toplumda ise şiddet gizlidir. bu toplumun her bireyi üzerinde her yönden baskı uygulanır. her insan kendisinin teröristi haline gelir.
alan mathison turing
turing, ikinci dünya savaşı’nın süresinin kısalmasında en önemli etkenlerden biri olarak kabul edilir.
+
bir kobay gibi kullanılarak, göğsünün büyük oranda genişlemesine, dayanılmaz ağrılar duymasına neden olan iğnelere, maruz kaldığı aşağılanmaya daha fazla dayanamayarak, 1954 yılında kendi eliyle hazırladığı siyanürlü bir karışıma buladığı elmayı ısırarak 42 yaşında intihar etmiştir.
hermann karl hesse
aptalca bir mutsuzluktu bu, kısır bir mutsuzluk.
nevâl es-saadavi
hiçbir kadın suçlu olamaz. suçlu olmak için erkek olmak gerekir… topunuzun birden suçlu olduğunu söylüyorum. babalar, amcalar, kocalar, pezevenkler, avukatlar, doktorlar, gazeteciler, her meslekten tüm erkekler.
kureyşiye neseviye
sen sus ki ben de susayım.
herculine adélaïde barbin
acımasız bir yargıç olan bu toplum, gizli bir dipsiz uçurumun kenarına birlikte fırlatılmış, kaçınılmaz düşüşleri aralarındaki esrarengiz bağdan kaynaklanan iki sadık ruhun bu kutsal aşkını hiç çekinmeden soldurabilirdi. bağışlamak gerekirken mahkûm eden halkın aptal körlüğü!
giorgio agamben
bilim de, tıpkı bütün diğer dinler gibi, kendi yapısını çeşitli biçimlerde örgütler ve düzenler.
bryan stanley turner
turner, bütün dinlerin kadın bedenlerinin kontrolünde baskın bir araç olduğunu aktarmaktadır. öyle ki bütün dinlerin ortak özelliğinin de bu nokta olduğuna dikkat çekmektedir.
cesare pavese
gerçeklik insanın şu ya da bu şekilde içinde bir bitki gibi yaşayacağı bir zindandır.
mary anning
dünya beni çok acımasızca kullandı.
+
mary anning toprağı kazan ilk kadındır. bu keşfi için mary’e para vermek isterler. fakat mary bunu kabul etmez. “ben kiralık değilim.” der.
+
anning’in bulduğu fosiller sıra dışı değere sahipti.
fatma sibel yüksek / fatma sibel gürcihan
doktorlara ve hastanelere güvenimi kaybettikten sonra bit pazarlarında en çok ilgilendiğim şey: tıp kitapları
+
doktorluk, “biz emir kuluyuz” denilecek meslek değildir.
müfide ferit tek
feminism nedir? feminism diye kadınların medeni içtimai ve siyasi haklarda erkeklere müsavi olmalarını istemek mesleğine derler.
aristo
yeni doğmuş engelli çocukların öldürülmesini savunarak onların üretkenliğe katkılarının olmadığını dile getirmektedir.
+
aristo suça neden olan etkenin sefalet olduğunu öne sürmüştür.
nurçin incirli
kolay mı ilaç yazmak. ben senin yavruna ilaç yazacaksam, neden yazdığımı sana anlatmam lâzım. mantıklı yollardan ve bilimsel yollardan anlatmam lâzım.
fox keller
kadınların bilimden dışlanması tarihsel olarak bilimin tanımlanış şeklinin bir parçasıdır, bu tanımda bilim karşı çıkılamaz şekilde objektif, evrensel, gayri şahsi ve erildir.
recep ihsan eliaçık
iktidar (para, yetki, silah) gücü tabiatı itibariyle zora dayandığı için otomatik zulüm (haksızlık) üreten bir kurumdur.
robert brian cook / robin cook
eğer avukatlar doktor olsalardı, kağıt işlemlerini tamamlayıncaya kadar hastaları çoktan ölürdü.
fernando pessoa
ne ağır bir hasta var içimde.
paulo reglus neves freire
tahakküm edilenler, tahakküm edenleri ancak onlardan mesafe alarak ve onları nesnelleştirerek defedebilirler.
marcus porcius cato
kadın vahşi ve dizginsiz bir hayvandır.
irenaeus
yaratılmamış olan mükemmeldir, bu da tanrı’dır.
chandra mohan jain / osho
tüm insanlar hasta ve anormaldir.
+
hayat anlaşılamaz.
dilek kartal
gidelim bakalım, cinnet getirene kadar yolu var
nâzım hikmet ran
seydi fakıllı köyünde kadınlar art arda dizilmiş su çekerler
ursula kroeber le guin
tüm kadınlar mülkiyetçidir.
honoré de balzac
her servetin arkasında bir suç vardır.
salomon schweigger
türkler karılarının uşağıdır.
edmondo de amicis
türk kadınları tembeldir ve çok konuşurlar. çoğu “zevk kadını”dır.
lady hornby
avrupa’da çok yaygın olan o susturucu kayıtsızlığa ya da göz ucuyla kibirli süzme denen şeye bir türk hanımefendisinde rastlayamazsınız; tersine, onda ülke insanlarının hepsinde görülen sezgisel, istekli bir kibarlık vardır. … doğulu bir kadının zarif edası, gösterdiği nezaketin çekiciliğini büyük ölçüde artırır.
lucy mary jane garnett
bir türk kadını dışarıya çıkmadan önce eteklerini bel hizasında olabildiğince yukarıya sıkıştırarak, birçok işe yarayan kare biçimli muslin şallardan biriyle bağlar. … bu ilkel “elbise askısı” tertibinden ve ayaklarındaki ağırlıktan dolayı, bir osmanlı kadınının dışarıdaki yürüyüşü çok tuhaftır; paytakça ayak sürüyüşü başka hiçbir insanın yürüyüşüne benzemez, sanırım.
marilyn french
tüm erkekler ırz düşmanıdır.
charlotte perkins gilman
hiçbir kadın anasının bildiğinden fazlasını bilmez.
martin luther
türk’ün papa’dan tek farkı, eline kılıç almasıdır. papa ve türk’e savaş birdir, ikisi de aynı günahları işliyor.
+
luther, roma kilisesi‟nin başlangıçta tüm kiliselerin en kutsalı olduğunu, ancak şu haliyle kanun dışı haydutların yatağı, utanç verici bir fahişe evi, günah, ölüm ve cehennem krallığı olduğunu ifade etmektedir.
halil cibran
ne gariptir ki toplum olarak aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana; yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız…
johann kaspar schmidt / max stirner
devlet, kendi şiddetine hukuk; bireyinkine ise suç adını verir.
dilek ekmekçi
kadınlar cinsel obje olmasa; ülkede siyasi eleştiri yapacak malzeme bile kalmayacak. bu kadar dipsiz bir kuyudayız.
isidore marie auguste françois xavier comte
diriler, esâsen ve gitdikce daha fazla olarak ölülerle idâre edilmekdedir.
yûsuf hâs hâcib
otacı beğenmez efsuncunun sözünü
efsuncu otacıya çevirir yüzünü
o der ot yiyen iyileşir
bu der muska cinleri uzaklaştırır
immanuel kant
evli kadınlar tüm erkeklere sahip olma eğilimindedirler.
john ernst steinbeck
insan ağzından çıkan her şey zehirlidir.
carl edward sagan
cehaletin esenlik getirdiği yerde, zeki olmak budalalıktır.
+
inanmak istemiyorum, bilmek istiyorum.
jiddu krishnamurti
yeryüzünü kirlettik. kuşların ve hayvanların türlerini yeryüzünden sildik. yavru fokları öldürüyoruz.
+
ona göre, hakikat, yolları olmayan bir ülkedir ve bu ülkeye o, herhangi bir biçimsel din, felsefe ya da tarikat aracılığıyla yaklaşılamayacağını düşünmektedir.
emil michel cioran
hepimiz sahtekârız.
uğur mumcu
hasan ali yücel sordu, mareşal sustu
friedrich wilhelm joseph schelling
insanda hem iyiye hem kötüye istek vardır.
mevlânâ celâleddîn-i rûmî
bilmek başka, bulmak başka.
+
dünya hırsı, geçim telaşı, doyumsuzluk, aptallık, cahillik ve yalan, vefayı cefaya dönüştüren etmenlerdir.
+
aşk, daha başlangıcında bile baştan aşağı şaşkınlıktır; akıl, aşka karşı şaşırır, can aptallaşır gider.
+
yeryüzü kadına benziyor, gökyüzü de kocasına; yeryüzü, kedi gibi yavrusunu yiyor; fakat bilmiyorum, bilmiyorum bu karıyı da, bu kocayı da.
pîrî reis / pîrî muhyiddin b. hacı mehmed
tüm insanlar kusurludur.
imre lakatos
bilim tarihi olmadan bilim felsefesi boş, bilim felsefesi olmadan bilim tarihi kördür.
eliot freidson
hekimler, bir kişinin hastalığını yasal hale getiren kişilerdir.
johann georg leopold mozart
tüm insanlar acımasızdır.
aby moritz warburg
tüm insanlar şizofrendir.
john dewey
her dakika tehlikelidir.
sinân paşa
tüm çirkin hâllerin kökü dünyâ sevgisidir.
ahmedî
dünyâ belâ doludur.
tebrîzli sâib
tüm âlem kendinden geçmiş.
hans reichenbach
tüm bilgilerimiz konuldur.
ulrich beck
yoksulluk hiyerarşiktir; kirli hava tabakası demokratiktir.
önce insanları hasta ediyor sonra da onları iyileştirmek için ilaç üretip onu pazarlıyorlar.
tebrizli kavsî
tüm âlem birbirinden beter sersemdir.
arthur schopenhauer
hayâtım; doluysa acı boşsa can sıkıntısı.
+
yazgı acımasızdır ve insanlar zavallıdır.
søren aabye kierkegaard
tüm insanlar sıkıcıdır.
+
tanrılar sıkıldılar, insanı yarattılar.
+
can sıkıntısı tüm kötülüklerin anasıdır.
proclus lycius / proclos / proklos
bir yerde sayı varsa orada güzellikte vardır.
+
her oluşan bozulur.
abay kunanbayoğlu
tüm cisimler değişkendir.
muammer bin abbâd
tüm cisimler durağandır.
per pinstrup-andersen
milyonlarca kişi besleyici gıdayı alamadıkları için aç ya da yetersiz beslenerek yaşamaktadır ve kendilerini bu durumdan kurtaracak üretimde de bulunamamaktadır.
jean de la bruyère
çoğunluk bilgisizdir.
roman kacew / romain gary
rol yapmazsanız; asosyal, uyumsuz ya da ruh hastası damgası yersiniz.
antonio francesco gramsci
tüm insanlar entelektüeldir.
+
gramsci, sporun, ideolojik üretimi sivil toplum aracılığıyla yaşama aktardığını, toplumun moral, kültürel ve entelektüel açıdan kontrolünü sağlayarak iktidara hizmet ettiğini ifade etmiştir.
marguerite yourcenar
hepimiz dalgınız.
nikolay vasilyeviç gogol
bir şey anlamıyorum, hiçbir şey anlamıyorum, kesinlikle hiçbir şey anlamıyorum.
azîz mahmûd hüdâyî
dünyâ sıkıntı yeridir.
avram ventura
bakarız, göremeyebiliriz; görürüz, hiçbir şey anlayamayız.
hipokrat
insanlar sara hastalığının nedenini tanrılara bağlıyor, çünkü ne olduğunu anlayamıyorlar. fakat anlamadıkları her şeyin nedenini tanrıya bağlarlarsa tanrısal işlerin sonu gelmez.
friedrich dürrenmatt
dünyâ cehennemdir.
kathy acker
bu dünyâ bir mezar ve bir çöp yığını.
stefan zweig
hiçbir şey anlamıyorum, bilmiyorum, yapmıyorum, tükeniyorum.
louis pierre althusser
althusser sporu, tıpkı din, eğitim, hukuk, basın yayın organları gibi, kültürel alanı dönüştüren ve kitleleri manipüle eden ideolojik bir devlet aygıtı olarak ele almıştır.
platon
delilik tanrının armağanıdır.
+
insan tanrı’nın oyuncağı olmak üzere yaratılmıştır.
+
aşk akıl hastalığıdır.
hasan çelebi / küfrî-i bahâyî
dahl iden dinimüze bâri müselmân olsa
nesîmî
cümle mahlûkun vebâli ulemâ boynundadır.
iskender pala
deli ile devletli bildiğini işler.
filolaos
tanrıların mallarıyız.
pierre-simon marquis de laplace
bilimin kökü kumardır.
sokrates
hiçbir şey bilmiyorum.
demokritos
hiçbir şey bilemeyiz.
yaşar nezîhe bükülmez
felâket meysiz, sefâ mestânesiz olmaz.
nikolay gavriloviç çernişevski
hiç kimse fedâkârlık yapmaz.
gérard de nerval
istanbul’un bütün güzel yerleri, gezilecek ve zevk alınacak sahaları mezarlıklardır.
galileo galilei
evren dediğimiz kitap, yazıldığı dil öğrenilmedikçe anlaşılamaz.
turgay nar
insanı tanımak mı istiyorsun, gel de pisliğine bak.
ahmed hâşim
melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.
martin luther king
tıp hasta, din günâhkâr eder.
camille anna paglia
feminizmin en rahatsız edici reflekslerinden biri, o moda olmuş ‘ataerkil toplum’ küçümsemesidir. oysa beni bir kadın olarak özgürleştiren ataerkil toplumdur.
ali râşid
sâlim geçemez kimse bu pehnâ-yı fenâdan.
alisa zinovyevna rosenbaum / ayn rand
paranın tüm kötülüklerin kaynağı olduğunu söylüyorsunuz. pek hiç tüm bu paranın kaynağının ne olduğunu sordunuz mu?
henry havelock ellis
havelock ellis’in 1897 yılında yayımladığı cinsel terslik adlı kitabında eşcinselliğin doğuştan gelen bir nevroz, anomali olduğu açıklanmıştır ve terslik kavramı yaygınlaşmıştır.
johan huizinga
hareket halindeki insan vücudunun güzelliği, en yüksek ifadesini oyunda bulmaktadır.
lucius annaeus seneca
intihara olumsuz bakmak, özgürlüğün kapısını kapatmaktır.
chris hedges / christopher lynn hedges
şu an yaşadığımız toplumda doktorlar sağlığı yok ediyor, avukatlar adaleti yok ediyor, üniversiteler bilgiyi yok ediyor, devletler özgürlüğü yok ediyor, basın enformasyonu yok ediyor, din ahlakı yok ediyor ve bankalar ekonomiyi yok ediyor.
alvin carl plantinga
bir kimse, ne daha büyük bir iyiliğe neden olacak bir kötülüğü engellediği için ahlak açısından kusurlu, ne de daha büyük bir kötülüğe neden olacak bir iyiliğe izin verdiği için ahlak açısından kusurludur.
kristin neff
tüm insanlar acı çeker.
füruğ ferruhzâd
güzel kadın acımasızdır.
michael walzer
savaşta ahlak ve hukuka yer yoktur. savaş zamanı hukuk susar.
scipio sighele
hapishaneler, dışarıdakiler kendini namuslu sansın diye üç beş haytanın içine tıkıldığı binalar.
charles-louis de secondat / baron de la brède et de montesquieu
tımarhaneler, dışarıdakiler kendilerini akıllı sansınlar diye kurulmuştur.
adnan oktar
tüm insanlar câhildir.
aldous leonard huxley
bir gün gerçeği öğreneceksiniz, o zaman gerçek hepinizi delirtecek.
konrad hermann josef adenauer
tanrı insanın aptallığını sınırlamadığı halde, zekasını sınırlıyor.
sâdık hidâyet
niçin sıkıntıya sokuyorsun kendini?
ömer hayyam
her şeyin sahibi tanrı madem ki yarattı doğayı
ne sebeple verdi ona eksiği, kusuru?
cemâlnur sargut
sıkıntı ve belâlar bize lütuftur.
netty radványi / netty reiling / anna seghers
en korkunç olan susma, yazarların susmasıdır.
william blake
kadının çıplaklığı tanrının yapıtıdır.
ebü’l-hasen alî b. ebî tâlib el-kureşî el-hâşimî
gönül sıkıntısı, geçim sıkıntısından daha çetindir.
abdulhamîd b. abdurrahmân es-suheybânî
bir kimse cinlerin varlığını inkâr etse yahutta onlar hakkında bu açık hüküm ve ifadenin dışına çıkaracak şekilde bir tevilde bulunsa kanı ve malı helâl kafir bir müşriktir.
ebû alî muhammed bin el-hasen bin el-hasen bin el-heysem el-basrî el-mısrî / ibn-i heysem
doğruyu arayan sadece eskilerin yazdıkları üzerine çalışan ve doğal içgüdüleriyle onlara güvenen değil,aksine onlara olan inancını dizginleyen ve onlardan öğrendiklerini sorgulayan, tartışan ve gözlemleyen, ve doğuştan kusurlu ve bozuk olan insanoğlunun söylemlerine bel bağlamayandır.
william kingdon clifford
yetersiz kanıta dayanarak bir şeye inanmak herkes için, her yerde ve her zaman yanlıştır.
+
clifford’a göre inançlar, sadece ona inanan kişileri değil, aynı zamanda toplumu da ilgilendiren ve ahlaki sonuçları olan eylemler gibi görülmelidirler.
+
clifford’a göre; yeterli delile sahip olmadan inanmak yanlış bir tutumdur, inanmadan zevk alma hastalığıdır.
jorge mario bergoglio / francis
kadınlar tanrı’nın yarattığı en güzel şeydir.
ömer ebû rîşe
ey halkım! ne savaşta, ne de barışta bir değeriniz vardır.
ebû muhammed sa‘dî müşerrifüddîn muslih bin abdillâh bin müşerrif şîrâzî / sa‘dî-i şîrâzî
bütün dünya mülkü bir damla kanın yere dökülmesine değmez.
+
padişahlık baş belâsıdır. dilencinin adına bakma, asıl padişah odur.
bahtiyar mahmud oğlu vahapzade
dünya kuru bir ses
gam çekmeğe değmez
joseph rudyard kipling
oyun o kadar büyük ki, bir kişi bir seferde ancak, küçük bir parçasını görebilir.
jean baudrillard
her iktidar prens‘in hakimiyeti ve halkın kurban edilişine dayanır.
henry thomas buckle
insanlar suçlu değil, fakat alınan kararlar yanlıştır.
william shakespeare
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez
thomas hardy
kötü olan her şeyin daha da kötüsü vardır.
muhammed emîn yıldırım
allâh’ın bir ihsânı ve rahmân’ın bir hediyesi olarak hastalık
iskender gündüz
tabiatta bunalım olmaz.
bilsen başaran
bir kişiyim, hesapsızım, fiilsizim, çürüğüm
zeki tez
idrar ve pisliklerinin yarattığı iğrenç kokan dünyâ.
fethullah gülen
insanlar ufuksuz, hayatsa tam bir bilmece…
michael thomas ford
her gün soluduğumuz için bu iğrenç kokuyu fark etmiyoruz; hava bize normal geliyor, ama aslında içine saldığımız bir sürü çöp, kimyasal ve kirletici maddeyle dolu.
anatole françois thibault / anatole france
yalanlar olmasa, insanlık can sıkıntısı ve efkârdan yok olup giderdi.
fyodor mihayloviç dostoyevski
aptallar, namussuzlar yaşarlar kırkından sonra.
kuşadalı ibrahim halvetî
tekkeleri meyhâne, kerhâne ediyorlar.
hüseyin bin abdullah / ibn sînâ
dünya bir eğlence ve oyun yeri değildir.
+
öte dünya azapları, avamı dizginlemek içindir.
dilek akın
bildiklerimi bilseniz şimdi
ve ben bilmesem.
matthijs van boxsel
aptallık ansiklopedisi
her din kitabında, aptallıktan bahsediliyor. mesela incil’de şahane bir tanımlama var. tanrı’nın kendisi, bizzat aptal olduğunu söylüyor. hıristiyanlık incil’de aptallık olarak anlatılıyor.
philip kotler
şirketler, kendi adlarını parlatmak için ünlülerin havalarını ödünç almaya başladılar.
abdullâtîf el-bağdâdî
iskenderiye kütüphânesini halîfe ömer yaktı.
+
oradaki kütüphane amr-al-as tarafından ömer’in emri üzerine yaktırılmıştı.
marilyn yalom
istediğiniz her şeyi bir memeyle birlikte satabilirsiniz.
+
memenin tarihi
+
besleyici meme
kutsal meme
erotik meme
domestik meme
politik meme
ticari meme
özgür meme
ümeyye bin halef
bu adam gerçekten delidir!
evgeny bronislavovich pashukanis
“hukuk devleti” ilkesinin bir aldatmaca olduğunu, bu ilkenin, dinsel ideolojiyi parçalayarak onun yerini aldığını ve burjuva egemenliği gerçeğini kitlelerin gözünden gizlediği için tam olarak burjuvaziye uygun düşen bir aldatmaca olduğunu savunmaktadır.
yargılanarak, “sovyet devletinin dayandığı hukuksal temelleri baltaladığı, sovyet hükümetini devirmek amacıyla hukuksal teoriler geliştirdiği” gerekçesiyle ihanetten mahkum olmuş ve idam edilmiştir.
keykâvus b. iskender b. kābûs b. veşmgîr
kıskanç avrat bin düşmandan daha beterdir.
frédéric bastiat
sevgili halkım, sizler devlet tarafından soyuluyorsunuz.
henrik johan ibsen
devlet bireyin lanetidir.
+
devlet yıkılmalıdır.
+
yaşamak, trollerle savaşmaktır.
+
bilim adamlarının hayvanlara işkence etmesi affedilemez; deneylerini gazeteciler ve politikacılar üzerinde yapsınlar.
thomas woodrow wilson
devlet aslında büyük bir ailedir.
thomas hobbes
devlet olmadıkça, herkes herkese karşı daima savaş hâlindedir.
+
devletin amacı, bireysel güvenliktir.
michael taussig
devletin en önemli özelliklerinden biri bir fantezi konusu olmasıdır.
philip abrams
devlet kavramı siyasal uygulamaların maskesini gizleyen bir gerçeklik değil, tam tersine başlı başına siyasal pratikleri gizleyen bir maskedir.
jean-jacques rousseau
bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip ‘bu bana aittir!’ diyebilen, buna inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu oldu.
******
tıp tarihi araştırmalarının edindirdiği en şaşırtıcı olay, insanın kendi yapısına karşı yüzyıllar boyu ilgisiz kalışıdır. anatomi çok uzun bir süre sadece kentsoylu aydınının genel kültür çeşnisi olarak çiğnenmiş ve bireysel araştırıcılar dışında, insanları yeterince ilgilendirmemiştir.
kahverengi topraklarda yer alan sahalarda guatrın daha çok görülmesi dikkati çekmiştir.
taş ve insanın kaderi
ten ve taş – batı uygarlığında beden ve şehir
bütün baskılayıcı sistemler; din, devlet, okul, tragedya insanın elde edemediği özgürlüğü düşünmemesi için tasarlanmıştır.
çocuklar savaş oyuncaklarına yöneliyor, okula askeri üniforma ve oyuncak tüfekle gidiyordu.
aile, okul, din, devlet, polis, ordu vb. kurumlarca sisteme ait birey olması için baskı altında var olmaya çalışan birey başta cinsel kimliği olmak üzere ciddi travmalar yaşamakta, insan için doğan bu sistem, insana rağmen insana karşı hale gelmektedir.
bir akıl hastanesiyle bir fabrikanın, bir okul ile başka bir kurumun işleyişi aynı anlayış üzerinden yürütülüyorsa, sistem açısından bir deli ile bir işçinin, bir öğrenci ile bir hastanın farklı yoktur.
kadınlar atina’da olduğu gibi birçok toplumda dünyada olup biten hemen her şeyin dışında tutulmuş ve yapay bir şekilde aptallaştırılarak sevimsizleştirilmiştir.
tekerlekli koltuktaki insanların hayatından tablolar ve bir mimarlık kılavuzu
anatomik yapı olarak, uzun yüzleri olan kişilerin nefes alma problemleri daha fazladır.
kadın bedeni, hem izleyici hem de cerrahlar açısından çok daha büyük önem taşıyordu. genellikle anatomi masasına yatan bedenler, orta yaşlı, ne zayıf ne de şişman ancak anatomi tiyatrosunda insanların seçebileceği kadar büyük olanlar arasından seçiliyordu.
bağnazlığın etkisiyle gerileyen tıp, rönesans ile birlikte anatomi ve deneylerle gelişmeye başladı.
osmanlı döneminde dövmenin yeniçeriler arasında son derece yaygın olduğu ve yeniçerilerin bağlı bulunduğu “orta (birlik)”yı gösterdiği bilinmektedir.
elmalarda görülen bazı fizyolojik bozukluklar
sağım işleminde ilk ve altın kural ineğe, yumuşak bir şekilde sabırla yaklaşılmasıdır.
roma dönemlerinde boks eldiveni, metal çivilerin eklenmesiyle ve deri kayışların sertleştirilmiş bir formu üzerine sivri bir şekilde sarılmıştır. bu, sporun vahşetini büyük ölçüde arttırmıştır, birçok mağlupların ölmesine ya da sakat kalmasına neden olmuştur.
kutsal aptallık ve aptallar festivali
rasyonel aptallık ve sosyal moronizm
günümüzde çok çeşitli modellerde ve oldukça pahalı ayakkabılar yapılmaktadır. buna karşın bjrçoğu ayağın anatomik yapısına uygun değildir ve ayağı desteklemekten uzaktır.
harflerin anatomik yapısı
rakamların anatomik yapısı
profesyonel dansçılarda kas iskelet sistemi yaralanmaları
temel anatomi, klasik bale tekniği ve sakatlanmalar
iskelet anormallikleri birçok hastada bulunur.
çalgı icracılarında kas-iskelet problemleri ve nedenleri
istatistikler 1000-1600 canlı doğumda bir çocuğun çarpık ayaklı olarak doğduğunu bildirmektedirier.
tüm din ve inanç sistemlerinde görülen sağ elin kutsallığı yahudi geleneğinde de yer alır.
bizce makul olan da, fıtrat’ın allah’ın insan için tespit etmiş olduğu model, tipoloji, anatomik yapı anlamında kullanılmasıdır.
hiçbir hastalık tek bir organla sınırlı kalmaz. insanı aynı anda hem bölümler halinde hem de bütün olarak anatomik, fizyolojik ve zihinsel olmak üzere üç kısımda tanıyanlar onun hasta olduklarını anlayabilirler.
sonunda bir tortu kalır ki bu asla ihmal edilmeyecek kadar önemlidir. zira anatomi, kimya, fizyoloji, psikoloji, pedagoji, tarih sosyoloji, ekonomi politik ve bütün bunların dalları, konularını bitirmiyor, tüketmiyorlar. demek oluyor ki uzmanların tanıdığı insan, somut ve gerçek insan değildir.
insanda ‘bir”lik eksik olduğu için, o zaten hastadır. hiçbir eksiği olmayan “sağlıklı insan” sadece tıbbın anatomi kitaplarında bulunur. gerçek yaşamda böyle bir örnek yoktur.
uykunun mekanizması nasıl bir şeydir? fizyoloji dersinde görmüştüm, ama pek aklım almamıştı. uykunun ne demek olduğunu anlayamıyorum. beyin hücreleri nasıl uyuyordu? ne yalan söyleyeyim, gerçekten anlayamıyorum. nedense, fizyoloji bilimi kurucusunun bile bundan pek emin olmadığı kanısındayım. bir teori değişiyor, başka bir teoriye dönüşüyor.
manastır, bir sokak yosmasından melek yaratmaz, sonuçta kibar bir fahişe çıkar kapıdan.
insanları müslüman anatomisine sahip, yahudi anatomisine sahip, hıristiyan anatomisine sahip diye fiziki bir ayrıma tabi tutmak yanlış bir yaklaşım tarzı olur.
incelemeler sonucu, hindistan kadınının yüz ölçümlerinin altın orana en yakın değerde olduğu tespit edilmiştir.
altın oranın verdiği anatomik güzellik; gözlerin, dudağın, çenenin, yüzün, burnun uygun olan orandır.
kalp yetmezliği olan hastalarda lv’nin normal değerden belirgin bir şekilde sapmış olan genel sağ kalım oranları, 3 yıllık izlemde sadece % 50 civarında kalmaktadır. bu durum kalp yetmezliği hastalarında altın oranın prognostik önemini düşündürmektedir.
klinik ve cerrahi yaklaşımlarda da insan vücudunda var olduğu bilinen altın oran değerlerinin göz önünde bulundurulmasının faydalı olabileceği düşüncesindeyiz.
dünyada ve türkiye’de ilk kadın hekimler ve kadınların hekim olma mücadelesi
anatomik özellikler cinsiyetin oluşumunu var ederken, kültürel ve sosyal ögelerde toplumsal cinsiyetin var olmasını sağlamıştır. cinsiyet dediğimiz kadın ve erkeği temsil ederken toplumsal cinsiyet kadının kadınlık, erkeğin erkeklik özelliklerinin de taşıması gerektiğini vurgulamaktadır.
fahişelikle suçlanan kadının hayatta olup olmamasına bakılmaksızın sahip olduğu servetin yarısının bir manastıra bahşedilmesine karar vermiştir.
bizim bütün gelirimiz bu yahudi kökenli fahişelerden toplanan paralardan sinagoglara yapılan yardımlar üzerinden olmaktadır.
papalar, hayat kadınlarından zorla topladıkları paralar ile artan dini projeleri finanse etme yoluna gitmişlerdir.
darürrahat’ın kadısı, molla abbas’a, buhara’da oğlancılığın, ingilizlerde ise fahişeliğin “kemal mertebede” olduğunu söyler.
muhtemelen tarihin bilinebilen en eski meslekleri, kutsal metinlerde de sık sık rastladığımız, askerlik, rahiplik, doktorluk ve fahişeliktir.
siyaset ve sosyal bilimlerle uğraşan kişiler az çok bilirler ki dünyanın en eski iki mesleği vardır: politika ve fahişelik. bu iki meslek birleşerek günümüzde varlığını devam ettirmektedir.
amerikalı bir fahişe, kamuoyunda fuhuşa karşı sesini en yüksek perdeden çıkartan bir politikacının kendisinin en sadık müşterisi olduğunu söylemiştir.
üst dudak yüksekliği en az hindistan kökenli amerikalılarda (18,6 mm) iken, en fazla malezyalılardadır (21,1 mm).
antik yunanda, klasik çağ boyunca avrupa’da ve klasik hindistan kültüründe mizah ve gülme basitlik olarak değerlendirilip, aristoteles ve platon tarafından insanların akılcı yeteneklerini kaybetmelerine, aptallaşmalarına, sorumsuzlaşmalarına ve insanlıklarını kaybetmelerine neden olduğu ileri sürülüp hep kötülense de 18. yüzyıldan başlayarak görüşler yavaş yavaş olumlu bir yön almaya başlamıştır
ilkçağlarda veteriner hekimliğin en iyi olduğu yer hindistan’dır.
biyopsikiyatri, robotbilim ya da tıbbi görüntüleme teknolojileri gibi pek çok alanda ataerkil modellere ve düşünme ilkelerine rastlamak mümkündür.
kutsal fahişelik ve başörtüsü
kadınlar, bireysel istekleri gerçekleşmedikçe depresyona girenler olarak ve depresyon ilaçlarını satın alacak potansiyel tüketici-hastalar olarak inşa edilmektedirler.
günümüzde medikalizasyonun ve sağlığın bir meta haline gelmesi sürecinin en etkili olduğu alanlardan biri de psikiyatridir.
geleneksel toplumlarda hastalık, rahatsızlık ya da yaşanan sıkıntılarda ilk başvurulan kurum olan dinin ve ailenin yerine, modern dünyada ilaçlar, doktorlar ve psikiyatri etkin hale gelmiştir.
özellikle sinema ve dizi sektöründe oluşan bir tabu da kapitalizmin güzellik algısının farklı şekillerde özellikle kadınların üzerinde kurduğu baskıdır.
hastalığın sosyal inşası ve hastalık anlatıları: meme kanseri örneği
askeri fuhuş, orduların eski dönemlerden gelen bir alışkanlığıdır.
saygın kadın, erkeğinin malı ve doğurganlığı, üremeyi sürdürürken, fahişe ise “herkese” ait olan kadın olarak tanımlanmaktadır.
ataerki-hukuk ilişkisi çerçevesinde türkiye’de namus cinayetleri
tevrat, incil ve kuran-ı kerim’de kadın bedeni
erken dönem cumhuriyet’te genç kadın intiharları
zonguldak kent merkezinde arazi yapısı oldukça sarp ve bozuktur.
türkiye arazisinin başlıca jeomorfolojik özellikleri
1. yüksek dağlık bir yapıya sahiptir
2. arızalı ve engebeli bir topoğrafyası vardır
giyim, bizim gerçek ya da hayali kusurlarımızı da örtmektedir.
moda yeni dindir.
sakatlık politiktir.
kitlelerin afyonu futbol
siyah saç kaderin, bu anlamda köleliğinin sembolüdür. sarı saç ise kölelikten kurtuluşu, kendine ait bir eve sahip oluşu sembolize eder.
neden benim saçımın bir telinin görünmesi günah olsun?
benim saçım niye kendi başına bir tahrik unsuru olsun?
kemalizm, korporatist ve solidarist bir ideoloji, hatta sivil bir din olarak gelişmiştir.
kemalizm’in inşa sürecinde dinsel temaların kullanılması
kemalizm çıplak değil, yarı-çıplak bedenler üretmeye çalışmış, hevânın anestezisini; anestezinin hata verdiği zaman için de, faillerin sanki yarı-çıplak bedenler karşısında tahrik olmuyorlarmış gibi davranmalarını mümkün kılacak sinisizmin estetikleşmesini tesis eden iffet söylemini kolonyal bağlamın icbar ettiği şekilde lafzileştirmeye çabalamıştır.
türkiye’de bir yanda cumhuriyet yahut devlet, diğer yanda da islâm yok.
kadın bir fahişe gibi görülürken; erkek beyefendi olarak muamele görür.
fahişelik de evlilik de biyolojik açıdan aynı etkiyi gösterir. gerek fahişelikte gerekse evlilikte kadın ekmeğini erkeğinden, onunla cinsel ilişkiye girmesiyle kazanır. evlilikte hatta dahası vardır.
kadın bedeni yüzyıllar boyunca haz nesnesi olarak tuallere hapsolmadan önce, anaerkil dönemde estetik değil, işlevsel kriterlerle değerlendiriliyordu.
özellikle kadın bedeni, erotizm ve pornografi anlamında her yerde en uç noktada sömürülür hale gelmiştir. bu sömürü özellikle reklâmlarda belirgin şekilde görülebilir durumdadır.
kadının bedeni ve cinselliği fuhuş ve pornoda olduğu gibi dolaysızca, reklamlar, medya ve emek süreçlerinde dolaylı yoldan metalaştırılır.
iskelet sisteminde gözlenen asimetrik yapılanma
+
sağ elini kullanan bireylerde yüzün sol tarafına ait ölçüler, sol elini kullananlarda ise sağ tarafına ait ölçülerin yüksek olduğu saptanmıştır.
devlet bürokrasinin büyüdüğü toplumlarda, aptal olan aile bireyleri, şayet ailenin ilişkileri iyi ise kilise de iş bulur, eğitimsiz olanı da orduda istihdam olunur.
dünyada aptallığın ulaştığı boyutu hissedince de açıkçası dehşete kapıldım.
doktorlar için önemli olan hastalık değildi, hastalıkla gelen aptallıktı, yoksa hastalığın kendinde soyluluk ve incelik vardı.
yapılan çalışmalara göre, türk toplumunun %20-30’unu sınıf ıı maloklüzyona sahip bireyler oluşturmaktadır.
ingiltere ve fransa’da kadınların saç politikaları
vücudumuzda bilinmeyen asimetriler
her insanın kulağının şekli asimetriktir.
geçmişten günümüze şehir ve kadın
devlet sadece şiddet kullanma tekeline sahip olduğu için değil, ayrıca bu şiddet kullanma tekelinin meşru olmasından dolayı otorite sahibidir.
diyanet işleri başkanlığı’nın yaygın din eğitimi kapsamında kullandığı hutbelerde yer alan kadın ve kadınlık olmuştur.
oyuncunun vücudunun “anatomik” özelliklerini kavraması olmazsa olmaz bir unsur olarak yer almaktadır. oyunculuk sanatı açısından anatomik yapıyı kavramak, büyük önem taşımaktadır.
herhangi bir ev ya da bina hemen hemen bir hapishanedir.
kapitalizm pisliğin gücüdür.
hükümetler, siyasi emelleri için dünyayı kana bularken, bireyler de ruhsal çöküntüler içinde kıvranmaktadırlar. kimisi aklını yitirmekte, kimisi de çoraklaşmaktadır.
modern zoolojinin bu dönemde ortaya çıkmasının belki de en önemli nedeni ise rönesans’la birlikte doğa bilginleri arasında hayvanlara bakışın değişmiş olmasıdır.
rönesans’ın en önemli özelliği, hastalıklara neden olduğu düşünülen ilahi ve insanüstü kuvvetlere inanışa artık karşı çıkılmaya başlanmış olması ve bununla birlikte deney ve gözlemlere dayanan daha bilimsel çıkarımlar yapılmaya başlanmasıdır.
rönesans’ta tekrar bayan saç modelleri eski önemini kazanmış ve kadınlar yeniden saçlarını açığa çıkarmaya başlamışlardır. başlarını bir örtü, şapka, vs. ile kapatmak yerine saçlarını faklı şekillerde tarayarak, çeşitli mücevherlerle bezeyerek süslenmişlerdir.
rönesans’tan günümüze kadınlar sanatta metalaştırılmış, ataerkil sistemin haz nesnesi haline getirilmiştir. geçmiş dönemlerden günümüze eril bakışın hakim olduğu kadın bedeni, ressamların tablolarında arzunun simgesi olmuştur. kadın, kendini kendi kimliğiyle değil, ataerkil sistemin kodladığı toplumsal cinsiyet rolleriyle seyredebilmektedir. sanat tarihi alanında da kadın tarihini erkekler yazmıştır.
hindî mahmûd, napoli limanına yanaştıklarında gemiye fâhişelerin dolduğunu, hıristiyan gemicilerin onlarla zinâ ettiklerini söyler. buralarda fuhuş yoluyla hamile kalanların çocuklarının belli kiliselerde vaftiz edilip oraya bağışlandığını anlatır.
fuhuş, bir cinsel şiddet biçimidir ve tüm fahişeler cinsel şiddet mağdurudurlar.
tanrı tanımazlığın felsefi adıyla ateizmin kökleri insanlık tarihinin ilk zamanlarına kadar varsa da yoğun olarak rönesans’tan sonra bilimin ve aklî düşüncenin gelişmesiyle ortaya çıkmıştır.
rönesans’taki bir çok sanatçı gibi piero da, tanrı’nın yarattığı her şeyin temelinde kusursuz bir geometrinin yattığına ve insanoğlunun bu geometriyi tanımak, anlamak ve çizmek zorunda olduğuna inanıyordu.
rönesans venedik’inde şehirde değeri ve iktidarı temsil eden “beden” yurttaş hıristiyan erkek bedeniyken, yeniçağ paris’inde şehrin devrimin ve demokrasinin temsili eşitlikleri besleyeceğine bir ideal olarak inanılan cinsellikten uzak bir kadın bedeni olmuştur.
rönesans döneminde, eğer hamile bir kadın dana görünüşlü bir bebek dünyaya getirirse, bu bebek o dönem için dana görünüşlü olarak değil, doğrudan dana olarak tanımlanabiliyordu.
rönesans sanatçılarının anatomi bilgisi öylesine gelişti ki, sanatçılarla anatomistler arasında bir çekişme olduğunu dahi düşündürmektedir. mayor’a göre; çıplak igürleri hızlı bir biçimde betimleyen sanatçılar, kas ve kemik biçimi ve işlevi ile ilgili olarak hekimlerden daha çok şey keşfettiler. hekimlerin, hastalıkların yerleştiği organlara odaklanması onların kas ve kemik yapısı ve işleyişi ile ilgili çalışmaları ihmal etmesine neden oldu. sanatçılar, hekimlerden daha dikkatli bir gözlem yaptılar.
rönesans döneminde, kadavralar üniversitelerde gizli gizli kesilirdi ve –anatomi alanında resmen tanınmayan ve ancak çok sonraları okullarda öğretilmeye başlanan büyük gelişmelere yol açan- bu gibi uygulamaların sorumluları, kilisenin şimşeklerini üzerlerine çekerdi.
rönesans döneminde, ruhun göklerde aranması fikri, yerini, insanın gerçeğinin, bedende aranmasına bırakır. bakışlar gökten yere inmiştir. bu döneme ait birçok anatomik resimlemede, “kendini bil” yazısının bulunduğu görülür.
dinsel baskıların ortaya çıkmasıyla bedenin kesilip incelenmesi kesintiye uğramıştır. hayvanlar üzerinde yapılan diseksiyonlar, yüzyıllar boyunca yanlış anatomi bilgilerinin öğrenilmesine neden olur. tedavinin başarılı olması için doğru anatomi bilgisinin önemi gittikçe artar. gelişen teknolojiden tıp ve sanat alanlarında da yararlanılır. tıpta rönesans’ın başlamasıyla anatomik yanlışlar öğrenilir.
insanlık sanat’ın yolunu ta rönesans’ta kaybetti ve hâlâ bulamadı.
insanlar çoğu zaman özürlülük ve özürlüler hakkında doğru bilgilere sahip olmadıkları gibi, özürlülere yönelik tutumlarının olumsuz ve zarar verici olduğunun farkında bile değillerdir.
rönesans bir çok şeyin ölümüdür ama hiç bir şeyin doğumu ya da yeniden doğuşu değildir.
rönesans’tan itibaren avrupa halkları aşırı derecede saldırganlaştılar ve dünyanın geri kalan kısmına çok eziyet ettiler.
kilise hekimlerin çoğuna dinsiz gözüyle bakmaya başladı ve git gide “üç doktorun olduğu yerde, iki ateist vardır.” anlayışı yayıldı.
dünyada çekilen hastalık ve sıkıntıların sevap cihetiyle faydası olacaktır.
hastalık bir düşmanın, bir cinin, bir tanrının ve hatta bir hayvanın kötü tesiriyle oluşmuştur.
1950’lerde abd’de sağ kanadın anti psikiyatri hareketi itibar görüyordu ve anaakım psikiyatriyi huzur bozucu, sol kanat, anti amerikan ve komünist olarak kabul ediyorlardı. aynı zamanda bu eleştiriler ayaktan tedaviyi teşvik ediyordu.
psikiyatristler ve diğer sağlık çalışanları insanları toplumun baskıcı yapısına ayarlamak için enerjilerini kötüye mi kullanıyorlar?
psikiyatri, bilimsel söylemler ile akıl hastaları üzerinde sosyal kontrol sağlamış, onları kurumlara kapatmıştır ve ötekileştirmiştir.
dini anlamdaki ruh, psikiyatrinin alanı değildir. bu açıdan bakıldığında da “ruh hastalığı” terimi yanlıştır. ruh kelimesi arapça olduğu halde, arapçada psikolojiye ruh bilimi değil “ilm-ü nefs” denmesi bu karmaşayı önlemektedir.
günümüzde medikalizasyonun ve sağlığın bir meta haline gelmesi sürecinin en etkili olduğu alanlardan biri de psikiyatridir.
alman psikiyatrist manfred lütz, ateistlerin, öte dünyada hatalarıyla ilgili hesap verme hissinin verdiği rahatsızlık ve bu dünyada diledikleri gibi yaşayabilme arzusu nedeniyle tanrı’nın varlığını reddettiklerini iddia etmiştir.
kaos ve terör psikiyatri tarafından üretimektedir.
janoff-bulman ve marshall ile levin ve markides tarafından yapılan daha önceki çalışmalar, dindar olduğunu bildiren yaşlı yetişkinler arasında ölüm ve hipertansiyon oranlarının daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir.
tanrı, genelde sessizliğin kendisidir.
ölüm, dizilerde filmlerde ve haberlerde gerçek olmayan eğlenceli bir oyun gibi sunulmaktadır.
tüm çağların değişmeyen esareti:fuhuş ve suç örgütleri
ünlü kişiler büyüleyici veya kötü şöhretli kimselerdir. yani halk tarafından çok sevilecek veya nefret edilecek özellikleri bulunmaktadır.
fizyologların böbrekten haberi yoktu
insan vücudundaki anatomik ve fizyolojik kusurlar
andreas vesalius ve modern anatominin uyanışı
anatomisiz tıp olmaz
nazilerin öldürdüğü kişiler üzerinde yapılan çalışmalar sonrası yazılan tartışmalı anatomi kitabı
kadınların tıp ve anatomi gibi konularda eğitim alması tamamen yasaklanmıştır.
geleneksel olarak fahişeler, damar içi madde bağımlıları ve eşcinsel gruplar aids salgının kaynağı olarak damgalanmıştır ve hastalığın bu gruplardan yayıldığı suçlaması toplumlarda egemendir.
eşcinselle ilgili olarak komutanların “bunu askere almayın, kirletir” yorumu normatif olan ve olmayan sınırının güzellik/ çirkinlik ve hastalık/sağlık ikiliklerinin yanı sıra pislik/temizlik üzerinden de çizildigini ortaya koymaktadır.
ortaçağla birlikte sodomy adıyla anılan eşcinsellik günah ve yasakla ilintiliyken, gey sözcüğüyse eşcinsel özgürlük hareketlerinin yükselişiyle birlikte, politik bir anlam yüklenerek ortaya çıkmıştır.
popüler dindarlık daha çok korkudan, kötülükler, felaketler ve efsanelerden beslenir. hastalık, musibet, ölüm korkusu veya bireyin bu tür olaylar karşısında çaresizliği kişiyi popüler dindarlığa sevk etmektedir.
acı bir işlev değil, bir işlevin hasar görmesidir.
fizyoloji tüm saglıkçıların sadece ismi hakkında bilgisi olan ders.
kral için “günaha yönelmek, kötülük yapmak, hasta olmak, yaşlanmak ya da kendi kendine zarar vermek” söz konusu değildir.
insan doğanın sunduğu nimetten yararlanabilmek sıkıntı çekmek zorundadır.
siyasal örgütlenme ile şehirleşme arasında sıkı bir bağ vardır.
islam’ın medine şehir devletiyle birlikte yaşama geçtiği ya da medine şehrinin islam ile birlikte şehir devleti özelliğine büründüğü söylenebilir.
islam kökende ve esasta yahudilik gibi bir şehir dinidir. kur’an’ın ruhu temel olarak şehirli, anti-kabilevidir. ayrıca islamın beş şartının düzenli bir şekilde yerine getirilmesi göçebe değil, yerleşik bir hayatı gerektirir. kısaca şehir inancın kalesi oldu.
medine, islâm şehirciliği için bir model teşkil edebilir.
islâm şehirlerinin belki de en önemli karakteristiğini, cuma camiinin yanında tüccar ve zanaatkarların dükkanlarının yer aldığı, suk ya da bazar’in bulunması teşkil ediyordu.
ay üstü âlem kusursuz bir nizama ve sisteme sahiptir. onda bir kötülüğün olması mümkün değildir. ay altı âlemde maddedeki yetkinlik azalır ve bu da arızî olarak şerlerin meydana çıkmasına sebep olur.
çalışma sorunu politik bir sorundur.
yazı sözün kayda geçirilmesi değil, sözün düşünmesi, sözün kendini baştan yaratmasıdır.
tüm kötülükler âdem’in tanrı’ya karşı haddini aşmasının bir sonucudur.
hastalık, tahakküm kurulabilmesi için inşa edilmiş bir iktidar aygıtıdır.
psikiyatrik rahatsızlıkları, akıl hastalığı olarak değerlendirenlerin ruhsal hastalık olarak değerlendirenlere göre daha dışlayıcı tavırda oldukları, böyle kişilerin topluma karışmamaları gerektiği ve saldırgan olabilecekleri konusunda görüş belirttikleri ortaya çıkmıştır.
normlar, erkek egemen psikiyatrinin elinde yeniden biçimlenmektedir.
iktidar belli söylem disiplinlerini kullanarak (tıp, psikiyatri, hukuk vs.) olması gereken ve olmaması gerekenleri birey ve toplumlara dayatır.
terörün ortak tanımı yapılmasına rağmen terörizm konusunda ortak bir tanım bulunmamaktadır. bunun en önemli nedenlerinin başında devletlerin terörizmi ulusal çıkarlarını gerçekleştirebilmek için bir araç olarak kullanmaları gelmektedir.
islâm tarihinde de terörün çok önemli bir yeri olmuştur. hz. ali’nin öldürülmesi islâm dininin mezheplere bölünmesine yol açmıştır.
terör ve terörizm sanayileşme döneminde, asimetrik bir savaşın stratejisi ve ölü üzerinden propaganda kurgusuyla ortaya çıkmıştır.
dinin doğrudan terör eylemlerinin kaynağı olmadığı ancak terör gruplarının eylemlerini meşrulaştırmak için dini bir araç olarak kullandığı vurgulanmıştır.
terörizm: bürokratik yönlendirilmiş tüketim toplumu aynı zamanda bir baskıcı toplumdur. şöyle ki; toplumda baş gösteren itirazlar baskıyla susturulur, sapma olarak değerlendirilir ve etkisizleştirilir. bu baskıcı toplumun sonucu terörist toplumdur.
biyoterörizm ve sağlık
agroterörizm (tarımsal terör)
türkiye’de bir hukuk terörü var.
zeytinburnu’ndaki kürt göçmenler, ‘kirli kürtler’, ‘yobaz kürtler’, ‘teröristler’, ‘ermeniler’, ‘kıro’ , ‘keko’ veya ‘geldiğiniz yere geri dönün!’ gibi birçok ırkçı hakarete maruz kalmıştır.
terörizmin unutulan yüzü: devlet terörizmi
kadınlar terör örgütleri tarafından çeşitli rollerde kullanılmak üzere daha çok tercih edilmeye başlanmış ve kadın teröristlerin sayısı zamanla artış göstermiştir.
egemen iktidar, devletin biyopolitik sınırlarında, 1980 ve 1990’lı yıllar boyunca yönettiği ‘ölüm politikası’ ile homo sacer olarak ‘terörist’, ‘eşkıya’, ‘kaçakçı’ kürt’ü üretti.
cartman: korkuyu halkı emrimi yerine getirsinler diye manipüle etmek için kullanıyorum.
bart simpson: ha, terörizm gibi bir şey değil mi?
cartman: dostum, terörizm gibi değil! terörizmin ta kendisi!
hastaneler pislik yuvası
müzik, fizyolojik anlamdaki doğurganlık ve ölümsüzlükle özdeş görülmüş ve kadınsı bir etkinlik olarak algılanmıştır.
müzik özü itibarı ile eğitsel bir nitelik taşır. uçan, çağımızda müzik eğitiminin bir “insan hakkı” olduğunu vurgulamaktadır. blythe da “müzik, insan yaşamının ilk doğal eğitimcisidir” demektedir.
tarih boyunca müzik, ritüelin, eğlencenin ve büyünün hayati bir parçası olagelmiştir.
ikinci dünya savaşı’yla beraber radyodaki müzik metalaşmış ve fetişleşmişti.
dinleyici kitle, arabesk müziği tüketirken aslında sahte bir doyuma ulaşmaktadır.
arabesk, şehir için şehirli bir müziktir. yalnızlığa, kötü sona mahkûm âşıkların, karışık, çalkantılı duygu dünyalarını resmeder. fakir göçmen işçilerin sömürüldüğü, kötü işlerde kullanıldığı, gün geçtikçe bozulan bir şehri tanımlar ve dinleyenlerini, bir bardak daha rakı doldurmaya, bir sigara daha yakmaya, kaderlerine ve dünyaya lanet okumaya çağırır.
kenti insan anatomisine benzer şekilde okumak her zaman ilgi çekici olmuştur. atardamarlar, toplardamarlar, deri, doku, ten, tedavi, operasyon, kriz vb. bedene ait deneyimler şehirde zamanla içselleşir. örneğin; şehrin kirli sularının yol açtığı hastalıklardan, trafik çilesinin neden olduğu stresten, hava kirliliğinin kanseri tetiklemesinden sürekli şikâyet ederiz. zira canlı, yorgun, dinlenen, harekete geçen yani daima çalışan organlarla dolu bir bedendir şehir. şehir de terler, hıçkırır, ağlar, salyası akar, kan kaybeder ve ölür. zamanla şehrin bedene dönüştüğünü ya da bedenin şehirleştiğini gözlemleriz.
bir sarılmaya eşlik eden karşısındakinin sırtını okşama hareketinin kaynağı nedir?
kurulan bu düzen aslında insanların yaşadıkları yabancılaşmanın üzerini örtmek için oluşturulan kurmaca bir dünya ile insanın oyalanıp farkındalıklarının azaltılmasına dair bir çabanın ürünüdür.
homoislamicus, spekülasyona, kumara, istifçiliğe ya da yıkıcı rekabete başvurmadığı sürece servet edinmekte serbesttir.
siyasetçiler, tıpkı tiyatro oyuncuları gibi maske takıp halkı oyalamaktadırlar.
hayret hem merak duygusunun hem de şüphe duygusunun temelidir.
bilim, felsefe, derin metafizik düşünce ve inanç hayret kaynaklıdır.
osmanlı ordusunda moral yükseltici bir kurum olarak ordu şeyhliği
anatomi ve fizik bilgini gallen, müziğin akrep ve böcek sokmalarına karşı bir panzehir olduğunu söyler. athennoaops, hasta bölgenin üzerinde çalgı çalarak ağrı tedavi etmiştir. aristidis, teofrastos, platon, asclepiades, xnocrates, cicero ve celsus musiki ile akıl hastalıklarını tedavi etmişlerdir.
dsm, kadınların, ayın dörtte birini akıl hastası olarak geçirdiğini iddia eden tanı kriterleri kitabı.
erkekler neden meme sever
meme cinsel obje midir
seks işçiliği
kadın bir savaş ganimetidir, köledir, hizmetçidir ve cinsel objedir.
hayat kadınının hayat hikayesi
ataerkil bakışın bacak, kalça, göğüs şeklinde parçalarına ayırarak bireyselliğinden ve öznelliğinden kopardığı kadın bedeni de tavuk budu gibi bir et nesneye dönüştürülerek tüketim döngüsüne sunulur ve kadınbudu köfte olarak tabaklardaki yerini alır.
kadınbudu köfte gibi adlandırmalar bir yemeği betimlemekten çok daha derin anlamlara sahiptir ve aslında dilin gerçekliği yaratma ve algılamadaki rolünü ortaya koyarlar.
bir öğünde daha az yemek yiyen bireyler ya da daha küçük porsiyon boyutları genellikle kadınlıkla veya daha az erkeksi olmakla ilişkilendirilmektedir.
yiyeceklerin toplumsal cinsiyet tarafına bakıldığında, güçlü olarak kabul edilen yiyeceklerin erkeği, zayıf olarak kabul edilenlerin ise kadını temsil ettiği görülmektedir. örneğin güçlü olarak kabul edilen et ve et ürünleri erkeği tam tersi sebze ve meyve ürünleri ise kadını temsil eder şeklinde bir simgesellik ön plandadır.
erkek egemenliğini meşrulaştıran tarihsel ve kültürel anlatılara referansla, besinlerin en değerlisi olarak kurgulanan et, en “değerli” canlı olarak inşa edilen erkeğe bahşedilirken, kadınlar sebzeler, tahıllar, meyveler gibi “değer biçil(e)meyen” besinlerle ilişkilendirilirler.
annelik, hayvan-oluş, yeryüzü
bir kişinin sadece kadın ve siyah olmasına bakılarak o kişinin zihinsel ya da ahlaksal kapasitesine ilişkin bir çıkarsama yapılamaz.
eğer insan dışı hayvanların insanlarla eşit derecede önemsenmesi gerektiğini kabul etmezsek, siyahlar, kadınlar ve diğer ezilen insan grupları için de eşitlik talep ederken tutarsızlığa düşeriz.
eğer bir türk kadınında en küçük bir incelik kırıntısı, kocası ya da çocuğu için en ufak bir sevgisi, gelecekle ilgili küçük de olsa bir düşüncesi varsa, o kadın mutlaka mutsuz olacaktır! mutlu olabilmek için tek şansı, bir hayvan durumuna indirgenip yiyip, içip güneşlenmektir.
erkek cinselliğinin akıl tutulmasına dair bir inceleme: hayvan fahişeliği
aristoteles’te ve derrida’da hayvan sorusu
neden bir hayvan felsefesinden bahsedilemez?
bir hayvan hakları felsefemiz yok insanca olan.
tıbbi sosyal kontrol: şişmanlığın tıbbileşmesi bağlamında bedenlerin denetimi
tıbbileştirme; kadınların genç ve zayıf olmalarının onlar için tek sağlık normu olduğunu belirtmektedir.
sosyal kontrol aracı olarak tıp
bedenin kültürel gerekçelerle sakatlanması ve söğüt’te sünnet
tanrı’nın ‘insanı neden daha iyi bir biçimde yaratmadığı’ sorusu cevapsızdır.
dini inançlarda beden çoğunlukla tehlikeli bir alan olarak görülür. ayıbın, ahlaksızlığın ve günahın taşıyıcısı olarak görülen beden, dini toplumlarda eğitilerek, cezalandırılarak ve aşağılanarak dizginlenmeye çalışınır.
islam dinine göre, dolaylı olarak da nizamülmülk’e göre insanlar doğuştan kötüdür. dünyevi hırslarla donatılmışlardır. bu hırslar dizginlenmeli ve dine uygun olarak yaşanmalıdır.
dinin dizginlenmesi, aşağılanması ve unutulması gerektiğini söylediği beden, her tür tıp ve hijyen kuralı ile kollanması, bakılması, sarıp sarmalanması gereken dost mertebesine erişmiştir.
insanlık tarihi açısından hemen hemen tüm kültür ve toplumlarda kalp, bedenin, yaşamın, aklın, iradenin, duygunun hatta kutsal varlığa olan sevginin merkezi olarak görülür.
modern psikiyatri/psikoloji ruhtan bahsetmeyi çoktandır bırakmış olsa da, bu bilimlere temel olan çeşitli kavramsallaştırmaların modernizm-öncesi bir ruh anlayışına dayandığını iddia etmek yersiz sayılmaz.
bu yalanı çok uzun süre sürdürmüş bir tıp etiğinden de bahsediyoruz. bekaret kontrolü adı altında aslında zaten hiç var olmamış bir şeyi arayan doktorlar bu ülkede kadınların hayatlarıyla oynamaktan çekinmediler.
erkekler tarafından yapılan savaşla ilgili birçok kitapta kadınlar tamamen susturulmuştur.
sovyetler birliği’nde psikiyatri kötüye mi kullanıldı?
aç aç
askerlere striptiz eğlencesi
srebrenica: modern çağın kerbelası
psikiyatri doktoru radovan karadziç ve general ratko miladiç başkanlığında bosna hersek’teki terörlerine başladılar.
sağlıkta şiddet
beyin bir donanımdır, herkeste vardır; akıl bir yazılımdır, herkeste yoktur.
din ile tıp ve psikiyatrinin ilişkisi eski dönemlere dayanmaktadır. eskiden din, bilim, sağlık ve ruh sağlığı aynı bağlamda düşünülmüştür. bazı dönemlerde din ve sağlık arasında çatışmaların olduğu da görülmüştür.
kadınların daha duygusal ve öznel olduğuna dair önyargı, aynı şekilde siyahların daha ağır psikiyatrik rahatsızlıklara yakalanacaklarına dair önyargı doktorların teşhis ve tedavi pratiklerini etkilemiştir.
ilk hemşire florance nightingale’in bir rahibe olduğu bilinmektedir.
tıp ve psikiyatri bilimi, dinin etkisinden kurtulmaya çalışmış, bir bakıma dinin sağlık üzerindeki etkisini yok saymıştır. tıp ve psikiyatri, hayatın dinî ve manevî boyutunu ya büyük ölçüde görmezlikten gelmiş ya da patolojik bir fenomen olarak ele almaya yatkınlık göstermiştir.
psikiyatrik bozukluklarda hastalık ile kişi aynı şeydir. kişinin kendisini belirleyen, kuran, inşa eden ise kültürdür. dolayısıyla ruhsal hastalık kavramı zorunlu olarak kültürel bir kavram olmak durumundadır.
psikoloji ve psikiyatri uygulamalarında din ve muhafazakârlaşma: görünenin altındaki gerçek
acil ve psikiyatri kliniklerinde çalışan hemşirelere yönelik şiddetin daha yüksek olduğu saptanmıştır.
anti depresanların insanları nasıl bir uçuruma sürüklediğin çok çok iyi bilen psikiyatristler, psikologlar ve nörologlar bunları bildiği halde hiç ama hiç konuşmuyorlar.
psikiyatri hukuku kuşatmaktadır; hukuka eklenir; ona işlev kazandırır. günümüzde iktidarın temel biçimi olan bir tür hukuki-tıbbi kompleks ortaya çıkar… hukuksal düşünce meşruyu ve gayri meşruyu ayırt eder; tıbbi düşünce normali ve anormali ayırt eder… hatta 19. yüzyıl tıbbı sağlıktan çok normalliğe göre düzenlenmiştir.
artan trafik, çocukların oyun alanı olan sokaklarda ciddi tehditlere neden olmaktadır.
hilal, islam’ın; haç ise hıristiyanlığın mekân üzerine vurduğu mühürlerdir.
mekân, iktidar için sembolik anahtar işlevini görür.
mekânlardaki birçok mimari yapı iktidar ve siyaset üzerine odaklanmıştır.
karayollarında yaşanan gelişmeye bağlı olarak motorlu araçlarının sayısının artması ve trafik hacminin genişlemesi trafik kazalarında büyük artış yaşanmasına neden olmuştur. trafik kazaları; şoförün, yolcunun, araç veya karayolunun kusurlu olmasından kaynaklanmıştır.
türkiye’deki trafik kazalarında ölüm ve yaralı oranları başka ülkelerle kıyaslandığında oldukça yüksektir.
pelvis darlığı normal doğum için gerekli olan açıklığın olmaması anlamına gelir. çatı darlığı hamilelikte sık karşılaşılan bir durumdur. bebeğin doğum kanalından geçemeyeceği kadar kemik yapısının dar olmasıdır.
çatı darlığı dışarıdan anlaşılır mı? – baseni geniş kadınlar daha kolay mı normal doğum yapar?
oy kullanmayı beklerken kalp krizi geçiren kadın öldü.
müşteri beklerken kalp krizinden öldü.
merdivenleri çıkarken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
yeşil alan miktarı arttıkça, kalp krizi, doğal ölümler ve intihar olaylarının gerçekleşme oranı azalmaktadır.
erkeklerin savaş ve kahramanlık anlayışının aksine kadınlar için savaş genellikle kayıp, üzüntü ve acı çekmekle ilişkilidir.
******
anatomi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Anatomi
fizyoloji
https://tr.wikipedia.org/wiki/Fizyoloji
******
çene geriliği
https://www.youtube.com/results?search_query=çene+geriliği
çene darlığı
https://www.youtube.com/results?search_query=çene+darlığı
çene ameliyatı
https://www.youtube.com/results?search_query=çene+ameliyatı
çatı darlığı
https://www.youtube.com/results?search_query=çatı+darlığı
çatı darlığı
https://twitter.com/search?q=”çatı+darlığı”&src=typed_query&f=live
alt çene geriliği
https://www.google.com/search?q=alt+çene+geriliği
çene kemiği anomalileri
https://www.google.com/search?q=çene+kemiği+anomalileri
iskelet anomali
https://www.google.com/search?q=iskelet+anomali
iskelet kalıntı
https://www.google.com/search?q=iskelet+kalıntı+filetype:pdf
iskelet kalıntı anomali
https://scholar.google.com/scholar?hl=tr&q=iskelet+kalıntı+anomali
iskelet darlık
https://scholar.google.com/scholar?hl=tr&q=iskelet+darlık
iskelet eğrilikleri
https://scholar.google.com/scholar?hl=tr&q=iskelet+eğrilikleri+filetype:pdf
anatomik bozukluk
https://www.google.com/search?q=anatomik+bozukluk
anatomik kusur
https://www.google.com/search?q=anatomik+kusur
bedenlerimizdeki tuhaflıklar
https://www.google.com/search?q=bedenlerimizdeki+tuhaflıklar
anatomik tuhaflıklar
https://www.google.com/search?q=anatomik+tuhaflıklar
anatomik çarpıklıklar
https://www.google.com/search?q=anatomik+çarpıklıklar
morfolojik bozukluk
https://www.google.com/search?q=morfolojik+bozukluk
malformasyon
https://www.google.com/search?q=malformasyon
asimetri
https://www.google.com/search?q=asimetri
beyinde asimetri
https://www.google.com/search?q=beyinde+asimetri
diğer örnek aramalar;
çarpık bacak
omurilik darlığı
pelvis darlığı
balıklarda iskelet eğrilikleri
koyunlarda anomali
ineklerde kusur
kedilerde çarpıklık
safra kesesi anomalileri ve sıklığı
eski toplumlarda diş anomalileri
biga yarımadasında asimetrik havza
engebeli arâzi
ârızalı topoğrafya
bozuk arâzi
anatomi ve suç
cinsiyet ve suç
kent ve suç
iklim ve suç
toplum ve suç
anatomi ve hastalık
cinsiyet ve hastalık
kent ve hastalık
iklim ve hastalık
toplum ve hastalık
******
******
twitter
https://twitter.com/aziz_kerim_
twitter – listeler
https://twitter.com/i/lists/1576389809119035393
https://twitter.com/i/lists/1572657185456525313
twitter – anlar
https://twitter.com/i/events/1474588669642088449
https://twitter.com/i/events/1578522635285192704
twitter – koleksiyonlar
https://twitter.com/aziz_kerim_/timelines/1447050719568220160
mastodon
https://mastodon.com.tr/@aziz_kerim_
youtube
https://www.youtube.com/@aziz_kerim_
spotify
https://open.spotify.com/user/31djj4rpapb4baeahjyciad7btxy
soundcloud
https://soundcloud.com/aziz-kerim
******
arşiv
https://cloud.mail.ru/public/P1k2/uSpSkmEiu
******